23

Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki bu vaad sizin konuşmanız gibi kesin ve gerçektir.

(.......) daki zamîr “rızka” ya da “vad edildiğiniz şeylere...” dönmektedir. Hafs'ın dışındaki Kufelilere göre (.......) şeklindedir. (.......) kelimesinin sıfatı olarak merfûdur.

Yani o sizin konuşmanız gibi haktır demektir. Diğerlerine göre mensûbtur.

Yani “o sizin konuşmanız gibi gerçekten haktır” şeklindedir. Şey manasına olan (.......) ya muzaf kılındığı için üstün olması ve (.......) nın zait olması da câizdir. Esmai'nin şöyle anlattığı nakledilmiştir:

“Basra camiinden gelmiştim. Devesi üzerinde bir bedevi çıkageldi.

- Kimlerdensin? diye sordu.

- Esma oğullarındamm, diye cevap verdim.

- Nereden geliyorsun? diye sordu.

-Allah'ın kelaminin okunduğu yerden geliyorum, diye cevap verdim.

- Bana da oku, dedi Ona Zariyat Sûresi'ni okumaya başladım.'Rızkınız da size vaadedilen şeyler de göklerdedir.'âyetine gelince:

- Yeter, dedi. Kalktı ve devesine yöneldi. Onu boğazladı ve onu gelip geçenlere dağıttı. Kılıcını ve yayım onlara dayanarak kırdı ve çekip gitti.

Harun Reşid ile birlikte hac ettiğinde tavafa başlamıştım. Birden bana zayıf bir sesle seslenen birini gördüm. Ona döndüm. Baktım ki o bedevi zayıflamış ve sararmış bana selâm verdi. Aynı sûreyi okumamı istedi. Aynı ayete geldiğimde bir çığlık attı ve: .

- Rabbimizin bize vaadettiğini hak olarak bulduk, dedi. Sonra da:

- Daha başkası var mı? dedi. Ona: Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki bu vaad gerçektir'âyetini okudum. Bir çığlık daha attı. Ve:

- Allah'ı noksan sıfatlardan tenzih ederim. Büyük olan Allah'ı yemin edecek kadar kimler kızdırdı. Yemin edecek kadar onun sözünü kimler tasdik etmedi? dedi. Bunu üç kere söyledi ve sonra ruhunu teslim etti.

23 ﴿