13-14

Andolsun onu sidretü'l müntehanın yamnda önceden bir defa daha görmüştü.

Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) Cebrâîl (aleyhisselâm) bir defa daha görmüştü. (.......) kelimesindendir. (.......) kelimesi zarf eden (.......) in mensûb kıhnışı gibi mensûb kılındı. Çünkü (.......) fiilin bir defa meydana geldiğini ifade eden isimdir. Dolayısıyla o onun hükmündedir.

Yani Cebrâîl (aleyhisselâm) ona asli suretinde bir başka defa daha indi. O da onu o asli suretinde gördü. Bu mi'râc gecesindeydi.

“Sidretu'l münteha” cumhura göre sidre arşın sağ tarafında yedi kat gökteki Nabg (Arabistan kirazı) ağacıdır. Münteha ise bitiş yeri ya da bitiş manasındadır. Sanki o cennetin bitiş noktasında ve onun sonundadır. Denildi ki:

“Onu hiç kimse geçmemiştir. Meleklerin ve diğerlerinin ilmi oraya kadardır. Onun arkasında olanı hiçbir kimse bilmemektedir.” Denildi ki:

“Şehitlerin ruhları oraya ulaşır.”

14 ﴿