| 6Onları gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun. Onları sıkıştırıp gitmelerini sağlamak için zarar vermeye kalkışmayın. Eğer hamile iseler doğum yapıncaya kadar nafakalannı verin. Sizin için çocuğu emzirirlerse onlara ücretlerini verin. Aranızda uygun bir şekilde anlaşırı. Eğer güçlüğe uğrarsanız çocuğu başka bir kadın emzirecektir. (.......) min-i teb'îziyyedir. Kendisinden parça kılınan hazfedilmiştir. Yani; onları oturduğunuz mekânın bir kısmında oturtun, demektir. Yani; evinizin bir kısmında, demektir. (.......) sözünün atfı beyanı ve onun tefsiridir. Sanki şöyle denilmiştir: “Onları gücünüz ölçüsünde oturduğunuz yerin bir bölümünde oturtun.” (.......); genişlik, kuvvet ve takat demektir. Üç harekeyle de okunmuştur. Meşhur olanı ise ötre ile olanıdır. Nafaka ve ev, her boşanan kadın için vaciptir. Mâlik ve Şâfiî'ye göre Fatıma binti Kays ile ilgili hadîsten dolayı üç talakla kesin boşanmış kâdirılar için nafaka yoktur. Onun kocası onun talakını vermişti. Bunun üzerine Resûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurdu: “Senin için ne ev ne de nafaka var.” Ömer (radıyallahü anh)’in şöyle dediği nakledilmiştir: “Bir kadının sözüyle Rabbimizin kitabım ve Peygamberimizin sünnetini terk edemeyiz. Belki de o unuttu. Ya da Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) den işittiği'senin için ev ve nafaka vardır'sözünü karıştırdı.” “Onları sıkıştırıp gitmelerini sağlamak için kendilerine zarar vermeye kalkışmayın.” Onlarla anlaşamayan Idşileri misafir etmek, onların yerini işgal etmek veya daha başka sebeplerden biriyle onları çıkıp gitmeye mecbur kalmaları için evde sıkıştırıp kendilerine zarar vermeyin. “Eğer hamile iseler” yani; eğer boşanan kâdirılar hamile iseler “....doğum yapıncaya kadar nafakalannı verin.” Hamileliğin şart koşulmasının faydası şudur: Hamilelik müddeti bazen uzar. Birileri hamile olmayan kadının iddet müddeti miktan geçtiğinde nafakanın düşeceğini zannetmesinler diye bu vehmi yok etmiştir. “Sizin için çocuğu emzirirlerse” Yani; bu boşanan kâdirılar eğer sizin başka kadından ya da kendilerinden olan çocuğunuzu evlilik ilişkisi kesildikten sonra emzirirlerse “... onlara ücretlerini verin...” Onların bu husustaki hükmü süt analarının hükmü gibidir. Çocuk onlardan olduğunda ayrılmadıktan sürece kiralanmaları câiz değildir. Şâfiî ise bunun hilafına hükmetmiştir. “Aranızda uygun bir şekilde anlaşırı.” yani; ücret hususunda sünnete muvafık ve mürüvvete layık bir surette anlaşmak üzere istişare yapın ya da birbirinize emredin ki baba (ücreti) düşürmesin, ona da zorluk çıkarmasın, demektir. Kastofunan; onların birbirini zora sokmaktan men edilmesidir. Hitap babalara ve analaradır. Çünkü o, o ikisinin çocuğudur. Ve o ikisi onda ve ona karşı şefkat göstermenin gerekliliğinde ortaktırlar. “Eğer güçlüğe uğrarsanız -eğer (anlaşmakta) güçlük çekerseniz (yani); ana, yabancı bir kadının emzirdiği ücrete râzı olmaz, baba da bundan fazlasını vermezse- çocuğu bir başka kadın emzireceklir.” O'na başka bir kadın (sütanne) bulunacaktır. Anadan başka emzirecek bir kadın bulunamazsa onu ana emzirecektir. Bunda zorluk çıkaran anneye bir parça kınama vardır. “Onun adına” sözü, babanın adına demektir. Yani; baba, kendi adına çocuğunu -eğer annesi zorluk çıkarırsa- emzirecek, zorluk çıkarmayan bir kadın bulacaktır, demektir. | 
﴾ 6 ﴿