11

Îman edip sâlih amel işleyenleri, karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için size Allah'ın apaçık âyetlerini okuyan bir peygamber göndermiştir. Kim Allah'a inanır ve sâlih bir amel işlerse Allah onu, altlarından ırmaklar akan, içinde ebedî kalacakları cennetlere sokar. Allah böylene gerçekten güzel bir rızık vermiştir.

(.......) kelimesi gizli bir fiil ile mensûbtur. Takdiri ise; “Rasûl gönderdi...” , şeklindedir.

Ya da (.......) kelimesi (.......) uyarıcı kitap'kelimesinden bedeldir. Buna göre sanki o, haddi zatında bir uyarıcı olmaktadır. Ya da muzafın hazfi takdirine göredir.

Yani; gerçekten Allah (celle celâlühü) size bir uyarı sâhibini elçi olarak indirmiştir (göndermiştir) demektir. Ya da:

“O (Kur'ân) sana ve kavmine hır şan, bir şereftir” Zuhruf, 44. âyetinde olduğu gibi “zikir” kelimesiyle şeref kastedilmiştir.

Yani; Allah (celle celâlühü) katında şeref ve izzet sâhibi, demektir.

“Rasûl (elçi)kelimesiyle de Cebrâîl (aleyhisselâm) ya da Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) kastedilmiştir.

“Okuyan” yani; Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ya da Allah azze ve celle. (yani; Allah'ın (celle celâlühü) âyetlerini Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ya da Allah azze ve celle okuyor, demektir.)

“Îman edip, sâlih amel işleyenleri karanlıklardan aydınlığa çıkarmak için...” îman edip sâlih amel işleyenleri Allah (celle celâlühü) karanlıklardan aydınlığa çıkarsın diye.

“Îman edip sâlih amel işleyenleri...” yani; şu anda üzerinde bulundukları îman ve sâlih ameller onlarda oluşsun diye, demektir. Çünkü o inmeden önce onlar inanmıyorlardı. O indikten ve tebliğ edildikten sonra inandılar. Ya da îman edeceklerini (ilmi ezelisinde) bildiği kişileri çıkarmak için, demektir.

“... karanlıklardan aydınliği...” küfür ya da cehalet karanlıklarından îman ya da ilim aydınliğina demektir.

(.......) Medine ve Şam kırâat ekolüne göre (.......) onu sokarız'şeklindedir. (.......) de zamîri (.......) kelimesinin lâfzı üzere tekil getirdi. (.......) de manası üzere çoğul getirdi.

Allah, böylene gerçekten güzel bir rızık vermiştir.” Bunda, mü’minleri rızıklarıdırdığı şeye karşı bir taaccüb ve o şeyi yüceltme vardır.

11 ﴿