3

Şahidlik edene ve şahidlik edilene ki,

Yani; bu günde şâhit ve meşhut olanlara. Şâhit ile kast olunan; o gün hazır olup kıyameti gören mahlûkatın tamamıdır. Meşhut ile kast olunan da bu günde şaşkınlık veren şeylerdir. Nekra kılınmaları:

“Her nefis ne (hazırlayıp) getirdiğini bilir.” Tekvîr, 14. Âyetinde olduğu gibidir. Sanki: “şahidi ve meşHûdu ne kadar da çoktur.” denilmiştir. Ya da nekra kılınmaları vasıfta belirsizlik içindir. Sanki: “Vasıfları anlaşılmayan şâhit ve meşhut.” denilmiştir. Şâhit ve Meşhut kelimeleri hususunda müfessirler çok değişik şeyler söylemişlerdir. Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem) ve kıyamet günü denilmiştir.

“Ben onların içinde olduğum sûrece onları kolladım.” Mâide, 117. âyetinde olduğu gibi.

Îsa (aleyhisselâm) ve ümmetidir, denilmiştir. Ümmeti Muhammed ve diğer ümmetlerdir ya da Hacerü'l-Esved ve hacılardır ya da:

“Hiçbir gün yoktur ki: Ben yeni bir günüm. Bende işlenen şeylere şahidim Dolaylısıyla beni ganimet bil Güneşim battığında kıyamete kadar bana yetişemezsin'diye nida etmesin.” hadisinde olduğu gibi günler ve geceler ile Âdemoğullarıdır. Ya da Hafaza melekleri ve Âdemoğullarıdır. Ya da:

“Şâhit olarak Allah yeter.” Âyetinde olduğu gibi, Allahu Teâlâ ve mahlûkattır. Ya da Peygamberler ve Muhammed (aleyhisselâm) dır.

Yeminin cevabı hazf edilmiştir. “Öldürüldü o hendeğin adamları.” âyeti buna delalet etmektedir.

3 ﴿