17-18

Hâlbuki çok sakınan, malını (Allah yolunda sarfetmek suretiyle) temizlenmek için veren ondan uzaklaştırılacaktır.

Temizlenmek için malını fakirlere veren mü'min ondan uzaklaştırılacaktır.

(.......) kelimesindendir.

Yani; Allah (celle celâlühü), katında temizlenmeyi ister. Riya ve desinleri istemez.”

Veya (.......) kelimesindendir. (.......) veznindedir. (.......) yı, (.......) den bedel kılarsan irapda mahalli olmaz. Çünkü o, sıla hükmüne girer ve sılaların da irapda mahalli yoktur. Eğer (.......) deki zamîrden hâl kılarsan o zaman mahallen mensûb olur. Ebû Ubeyde şöyle demiştir:

(.......); haydut manasınadır. O da; kâfirdir. (.......) ise; sakınan, korunan manasınadır. O da; mü'mindir. Çünkü cehenneme giriş sadece şakilerin en yamanına mahsus değildir. Kurtuluş da müttakilerin en müttakisine mahsus değildir.

(.......) (ateş) kelimesini nekra kıldı, bununla da en yaman eşkiyaya mahsus olan ateşi kastetti, şeklinde düşünürsen o zaman “En muttaki olan ondan uzaklaştırılacaktır.” sözünü ne yapacaksın?

Çünkü onlardan sadece en muttaki olan(lar) değil, muttaki olan(lar) da bu ateşten uzakl aştırıl acaktır. Denildi ki:

“Âyet, müşriklerden ve müzminlerden iki büyüğün durumu arasında ölçülü bir biçimde gelmiştir. İkisinin de sıfatı hususunda mübalağa kastedilmiştir. Bu göre “en şaki olan” , denilmiş ve o, cehenneme atılmaya mahsus kılınmıştır. Sanki cehennem sadece onun için yaratılmıştır. Yine “en muttaki olan” denilmiş ve o kurtuluşa mahsus kılınmıştır. Sanki cennet sadece onun için yaratılmıştır.” Denildi ki:

“O ikisi, Ebû Cehil ve Ebubekir'dir (radıyallahü anh). Bunda Mürcie'nin inanışının sakatliğina delil vardır. Çünkü onlar cehenneme ancak kâfir olanlar girecektir, demektedirler.”

17 ﴿