22

O ki, yeryüzünü sizin için bir döşek, göğü de bir bina yaptı.

"Arz", dünyanın yaygısı ve dünya. Bir şeyin yaygısı demek, onun denizleriyle çepeçevre kuşatılması demektir. Âyette yer alan ”döşek" ifadesi, kara parçasının su yüzüne çıkıp yükselmesidir. Gerçi böyle olmakla beraber bu, dibe çökmeye müsaittir. Aynı zamanda bu, katılıkla yumuşaklık arasında bir halde bulunur. Bu anlamıyla dünya, üzerinde oturmaya, uyumaya ve yaşamaya uygun olan yerdir. Tıpkı yayılmış bir yaygı gibi. Bu manasıyla yeryüzünün, gerçek anlamda düz bir yüzey olması da gerekmez. Çünkü dünyanın yuvarlak olması, büyüklüğü sebebiyle üzerinde yaşamaya müsaittir.

Yüce Allah göğü de kubbemsi olarak yaratmıştır. ”Gök" (sema), insanın üst tarafında, yüksekte yer alan ve insanı gölgeleyen tavan anlamınadır. Göğün her tabakası diğerinin üzerine gelmek suretiyle, âdeta bir kubbe oluşturmuştur.

Gökten bir su indirdi. Yani buluttan yeryüzüne boşanan bir yağmur yağdırdı.

Ve onunla size rızık olarak çeşitli ürünler çıkardı. Allah gökten indirdiği yağmur sebebiyle size çeşitli ürünler, meyve, hububat ve sebze gibi yenecek şeyler bitirdi. Topraktan yetişen ürünler ve ağaçlar çıkardı. Bu durumda suya bitkiler üzerinde etkili olan bir güç, toprağa da, bu sudan etkilenen ve yararlanılan bir durum vermiştir. İşte bu iki gücün birleşmesi sonunda türlü türlü ürünler yetişmiş olmaktadır. Böylece gök ile yer arasında sanki bir evlilik olmaktadır. Çünkü gökten yere yağmur yağdırılıyor, topraktan da bu sayede türlü ürünler meydana geliyor. Bu, tıpkı canlılardan neslin üremesine benzemektedir. Türlü türlü ürünler, insanoğlu için rızık ve yiyecek, hayvanlar için de yem olarak verilmiştir. Buna göre anlam şöyle olmaktadır: Gerçekten Allah, bütün bu şeyleri size nimet olarak ikramda bulundu. Böylece sizler O'nun yaratıcı, rızık veren olduğunu bilip öğrenesiniz ve birliğini, yani tevhidi kabul edesiniz.

Artık bildiğiniz halde Allah'a eşler koşmayın, ”EndâcF (eşler), kelimesi ”Nidd" kelimesinin çoğuludur ve eş, benzer demektir. Yani Allah'a ibadet ve kulluk ettiğiniz gibi, başkalarım da Allah'a eş ve ortak kabul ederek onların buyrukları altına girmeyin. Çünkü sizler, başkalarının Allah'a kesinlikle denk ve eş olmayacaklarını bilip durmaktasınız. Çünkü Allah sizi ve sizden öncekileri, göğü ve yeri ve tüm rızıkları da yaratandır. Yoksa bu işleri putlar yapmamaktadır. Çünkü putlar, ne bir zarar verebilirler, ne de herhangi bir fayda sağlarlar. Dikkat edilirse burada genel anlamıyla bir öğüt yer alıyor. Rabbimiz bu âyette: ”Sizin için yaptı, yarattı", ”size rızık olsun diye" buyurdu. Eğer kıyamet gününde Rabbim sana: ”Şu şeyleri böylece sizin için yaptım, siz benim için ne yaptınız?" diye sorsa, ne cevap vereceksin?...

22 ﴿