29Yeryüzünde ne varsa, hepsini sizin için yaratan O'dur. Bu başka bir nimetin açıklanmasıdır. Yani bunları sizin için, dünyanız ve dininiz açısından, kendilerinden yararlanmanız için yarattı. Bu âyetle eşyada asıl olan şeyin mübahlık olduğu anlaşılıyor. "Teysîr" de şu ifadeler yer alıyor: ”Yeryüzünde ne varsa hepsini sizin için yaratan O'dur..." âyetinde yer alan ve sizin için anlamına gelen ”leküm" kelimesindeki ”lâm" edatını, cahil tasavvufcular mutlak manada her şeyin mubah olduğu şeklinde yorumladılar ve şöyle dediler: Haram yok, yasak yok, emir yok. Çünkü bir kimsede marifet gerçekleşip mahabbet kökleşince, artık hizmete gerek kalmaz; ortada haram diye bir şey de kalmaz. Çünkü seven, sevgilisini yoracak şeyleri emretmez, onun istek ve arzularını menetmez. Bu sözler apaçık bir küfürdür. Allah hem yasak koyar, hem emir verir, hem mubah kılar ve hemde haram. Allah hem vadeder, hem korkutur, hem müjde verir, hem tehdit eder. Bu konudaki naslar ve deliller gayet açıktır, her şey ortadadır. Her kim bu âyeti mutlak mübahlık anlamında anlarsa, o kimse tamamen dinden çıkmış olur."(14) Sonra göğe yönelip iradesi ve dilemesiyle (meşiet), onu yedi gök olarak düzenledi. Onları yarattı, düzen verdi ve güzelleştirdi. O her şeyi çok iyi bilendir. Sanki şöyle denilir gibidir: Allah, tüm eşyanın künhünü ve içeriğini en iyi bir şekilde bildiği için, tüm yarattıklarım en mükemmel şekilde yaratmıştır. En faydalı ve yararlı şekilde ortaya koymuştur. |
﴾ 29 ﴿