139

De ki: 'Allah hakkında bizimle mücadele mi ediyorsunuz?

Allah hakkında ve hak dava uğrunda bizimle mücadele mi ediyorsunuz? Tartışan taraflar arasında karşılıklı delil ortaya koymaya, ”muhâcce" denir. Buradaki soru anlamına gelen ”hemze", hem inkâr ve hem de kınama anlamınadır. Bu âyet yahudi ve Hıristiyanların; ”Peygamberler bizden ve bizim dinimiz üzereydi, bizim dinimiz daha eskidir" demeleri üzerine nazil olmuş, bunun üzerine Allah şöyle buyurmuştur: De ki, ey Muhammed! Ey yahudi ve Hıristiyanlar! Siz Allah'ın dini hakkında bizimle mücadele edip çekişiyor musunuz? Hak dinin yahudilik, ya da hıristiyanlık olduğunu mu iddia ediyorsunuz?

Halbuki bizim de Rabbimiz, sizin de Rabbiniz O'dur. Öyleyse temelde tartışmamamız gerekir. Çünkü hepimizin Rabbi Allah'tır. Hepimizin işlerinin sahibi ve maliki O'dur.

Bizim amellerimiz bize, sizin amelleriniz de sizedir. Bizim, Allah'ın emrine uygun olan güzel amellerimiz bize, sizin Allah'ın hükmüne aykırı olan kötü amelleriniz de size aittir. Nasıl olur da siz Allah katında en iyi olana sahip olduğunuzu iddia edebilirsiniz?

Biz Allah'a karşı samimi olanlarız.' Biz Allah için, yaptığımız amellerde ve işlerde samimiyiz. Tek isteğimiz Allah rızâsıdır. Sizin haklılık mücadeleniz mümkün olabilir mi? Nasıl üzerinde bulunduğunuz şeyin haklılığını iddiaya kalkışırsınız? Halbuki siz O'na şirk koşuyorsunuz. İhlâs (samimiyet), amel'in şirkten ve gösterişten arındırılmasıdır. Bunun hakikati da, yapılan işin, yani fiilin yaratılanların mülahazasından tasfiyedir.

139 ﴿