282Ey iman edenler! Belirli bir süreye kadar, birbirinize borç verdiğiniz zaman, onu yazın. Birbirinize borç verdiğiniz zaman ve veresiye olarak iş yaptığınız takdirde, hem veren, hem alan, bunu belirli gün veya aylara ertelemişlerse, ortadan bilgisizliği kaldıracak, gerçeği ortaya koyabilecek şekilde bir anlaşma olması halinde, bunu hemen yazın. Belirli olmayacak süreler söylemeyin. Meselâ hasat zamanı veya hacıların dönüşü gibi kapalı ifadeler kullanmayın. Borcu süresiyle yazın. Çünkü böyle yapmak hem arada doğabilecek tartışmayı önler, hem de daha güvenli olur. Cumhur, bu yazma işinin müstehap olduğu görüşündedir. Aranızda bir yazıcı da adaletle yazsın. Burada yazılması emrolunan işin keyfiyeti açıklanıyor. ”Aranızda" ifadesi, yazan kimsenin tarafların ortasında bulunması, bunlardan birisinin sözüyle yetinmeyip ikisinin sözlerini de yazması gerektiğini bildirmektedir. Yazıcı, aynı zamanda adaletli olmalı, dürüst davranmalı, iki taraftan birine meyletmemeli, az ya da çok yazma yoluna girişmemelidir. Bu, aynı zamanda fakih, bilgili, güvenilir bir kâtibin seçilmesini de emretmektedir. Kâtip şeriat ölçüsünde hareket edecek ve adaletten ayrılmayacaktır. Yazıcı, Allah'ın kendisine öğrettiği şekilde yazmaktan kaçınmasın, yazsın. Bu borç işini yazmaktan hiçbir kimse kaçınmasın. Allah'ın öğrettiği şekilde belge ve vesikalara yazsın. O, yazılması isteneni yazsın. Burada ”kaçınma" yasağından sonra tekrar yazsın ifadesinin zikredilmesi, konuyu pekiştirmek içindir. Borçlu olan da yazdırsın. Âyette geçen ”yümlil" kelimesi imlâ' manasınadır. İmlâ', gerekenin yazılması için kâtibe anlaşılır şekilde durumu aktarmaktır. Yani borçlu olan kimse de, söylenilen miktarın kendisinde olduğunu söylesin, susınasın. Çünkü hakkında şahitlik yapılan şey, mutlaka bunun ikrar olunmasıyla sabit olur. Rabbi olan Allah'tan korksun. yazdıran kimse yüce Allah'tan korksun. Borcundan hiçbir şeyi eksik bırakmasın. Kâtibe yazdırılan hak konusunda hiçbir eksikliğe yönelmesin. Çünkü yazdıran kimseden böyle bir eksikliğe gitmesi düşünülebilir. Kâtip de fazla yazmaya kalkışabilir. Yazdıran kimsenin teklifi ve yükümlülüğü üzerinde ısrarla durulması, genel olarak insanın kendisinden zararı uzaklaştırmak, zimmetinde ve üzerinde bulunan şeyi de kaldırmak istemesindendir. Eğer borçlu aklı ermez veya âciz, ya da kendisi yazdıramayacak durumda ise, velisi dosdoğru yazdırsın. Eğer üzerinde hak olan kişinin yani borçlunun, aklı yerinde değilse, savurgansa, ölçüyü elden kaçıran biriyse, yahut çocuk veya bunamış bir yaşlıysa, ya da dilsizlik, tutukluk, bilgisizlik veya daha başka herhangi bir arızadan dolayı yazdıramayacak durumdaysa, onun işlerini üstlenen ve idaresini üzerine alan velisi yazdırsın. Bu kimse kayyım, vekili veya tercüman olabilir. Velisi fazlalık veya eksiklik yönüne gitmeden adaletle yazdırsın. Erkeklerinizden iki de şahit tutun. Aranızda geçen bu borçlanma olayında, sizin için tanıklık yapmalarını kendilerinden isteyin. Fakat bu adamların her ikisi de sizin dininizden hür, müslüman ve âkil baliğ olmuş kimselerden olacaklardır. Çünkü söz bunların muameleleri hakkındadır. Eğer iki erkek yoksa, şahitlik için iki erkek bulamazsanız, razı olacağınız şahitlelden bir erkek ve -biri unutursa diğerine hatırlatması için,- iki kadın gerekir. Bir erkek ve iki de kadın şahit bulundurun. Mal konusunda erkekle birlikte kadının şahitliğinin caiz olduğu konusunda icma vardır. Ancak hadlerde ve kısasta şahitlerin mutlaka erkek olması gerekir. Ancak bu edineceğiniz şahitler de, sizin kabul edeceğiniz kimselerden olmalıdır. Her şahitlikte itibara alınması gereken bu niteliğin özellikle belirtilmesi, kadınların bu vasfa sahip olmalarının az olmasındandır. Bunların şahitlikleri konusunda adaletlerine ve güvenilirli olduklarına emin olacaksınız. Ayrıca kadınlardan birinin şahitlik konusunda yanılması ve unutması halinde, diğeri ona hatırlatabilir. Bu bakımdan bir kadın yerine iki kadın tanık istenmektedir. Böylece endişe de önlenmiş bulunmaktadır. Ayrıca şimdi sunacağımız kısımla da şahitlik yapmaya teşvikte bulunuluyor: Şahitler çağırıldıkları zaman şahitlik yapmaktan ve böyle bir görevi yüklenmekten kaçınmasınlar. Bundan dolayı bıkkınlık duyup geri durmasınlar. Büyük olsun, küçük olsun ya da az veya çok olsun vadesiyle, yani ödeneceği günü belirterek yazmaktan bıkmayın. İşte bu, yani alacağın vadesiyle birlikte yazılması Allah katında yani O'nun verdiği hükme göre daha adaletli, doğru ve isabetli şahitlik için daha sağlam yani şahitlik konusunda, gerçeğin ortaya çıkması ve ikamesinde en doğru olan ve şüpheye borcun cinsi, miktarı ve vadesi konusunda kuşku içine düşmemeniz için daha elverişlidir. Ancak, aranızda hemen alıp vereceğiniz peşin ticaret olursa, yani yaptığınız alış veriş, malı vermek ve parayı almak şeklinde peşin olarak gerçekleşiyorsa, onu yazmamanızda sizin için bir günah yoktur. Çünkü bunda, daha sonra ortaya çıkacak bir tartışma ve unutkanlık sözkonusu değildir. Alışveriş yaptığınız zaman da... Bu tür alışveriş mutlak alışveriştir. Bunun mutlak alış-veriş olması daha ihtiyatlı olur. Şahit tutun. Bu âyette yer alan emirler, cumhura göre mendupluk ifade eder. Yazana da, şahide de, zarar verilmesin. Katip yazmaktan, şahid de şahitliği yerine getirmekten kaçınmasın. Eğer yaparsanız, size yasaklanan zararlı şeyleri işlerseniz, mutlaka o, yani yaptığınız bu şey, sizin için kötülük Allah'a itaatten uzaklaşmak olur. Öyleyse O'nun emir ve yasaklarına aykırı davranmak konusunda Allah'tan korkun. Allah size iyiliğinizi içeren hükümlerini öğretiyor. Allah her şeyi hakkıyla bilendir. Sizin hiçbir durumunuz O'na gizli kalmaz ve sizi yaptığınız bu şeylerle hesaba çeker. Bu, Kur'an'ın en uzun en geniş ve en ayrıntılı âyetidir. Bu âyetle, yaratıkların hakkına riayet etmek gerektiği, din dünya işlerinde gerekli olan malda dikkatli davranmak icabettiği anlaşılmaktadır. Buna göre, hak için çalışan başarıya ulaşır. Aksi takdirde zarara girer. Yüce Allah geniş rahmetiyle insanlarla birbirlerine karşı haksızlık ve zulüm etmemeleri için, aralarındaki ilişkilerin niteliğini öğretiyor. Böylece insanlar arasında çekişme, tartışma ve düşmanlık ortaya çıkmayacak, bunlar sonucunda aralarında bir kin oluşmayacaktır. Yüce Allah ayrıca, hakların yazmak ve şahitlik yolu ile korunmasını emretmiştir. Şahitlere önce görevi yüklenmelerini, sonra da gereğini yapmalarını emir buyurmuştur. Bu işi yazan kâtibe de, adaletli bir biçimde Allah'ın öğrettiği şekilde yazmasını emretmiştir. Kısacası bu âyetle, yukarıda geçen pek çok inceliklere değinilmiştir. Sonra aşağıdaki âyette Allahü teâlâ, borç konusunda dikkatli davranılarak borcun rehinle garanti altına alınmasını emretmiştir. |
﴾ 282 ﴿