132Size, yasaklamış ve emretmiş olduğu her konuda Allah'a ve onun emir ve yasaklarını size tebliğ eden Rasûle itaat edin ki, merhamet olunasınız. Kâşânî şöyle der: ” Zeki insan, Allahu teâlâ'nın, fâiz yasağı konusundaki şiddetli tehdidini anlamakta zorluk çekmez. Çünkü, ondan sakınanların kurtuluşu ”lealle= belki umulur ki" kelimesiyle ifade edilmiştir. Sonra da, onlar mü'minler olmasına rağmen, inkârcılar için hazırlanan cehennemle tehdit edilmişlerdir. Mü'minler için, inkârcıların ceza çekmelerini gerektiren musibete düçar olmaktan daha büyük musibet ve belâ olur mu?" Hazret-i Peygamber şöyle buyurur: ”Allahü teâlâ, fâiz yiyene, yedirene onu yazana ve tarafların şahitlerine lânet etsin. Onlar eşittirler." Fâiz (riba), verilen mala karşı, fazla bir şey istemektir. Bu da iki kısımdır: 1) Ribe'n-Nesîe: Bu fâiz, yukarıda geçtiği üzere, cahiliye Arap kırının yapageldikleri fâizdi. 2) Ribe'l-Fadl: Aynı cins şeylerin peşin alışverişinde, fazlalık almaktır. Bir ölçek buğday verip, iki ölçek almak... gibi. İlim adamlarının hepsi, bu iki çeşit faizin de haram olduğu konusunda ittifak etmişlerdir. Çünkü fâiz, mü nıinin imanına zarar verir. Fâiz, her ne kadar görünürde artış ise de, gerçekte eksilmedir. Fakirler, fâiz vasıtasıyla mallarını alan faizcilere lânet edip, onlara bedduâ yağdırırlar. Bu durum, faizcinin nefsinde ve malındaki bereketini ve hayrını yok eder. Onun; ırz, kıymet... gibi mefhumlarını da yok edip, insanlar gözünden düşürür. Ona kimse güvenmez, kalbi kararır ve katılaşır. Fâizcinin sadakasını Allah kabul etmez. Hatta onun, haccını, namazını, cihadını bile kabul etmez. Hadis-i şerifte şöyle buyruluyor: ”Zenginler, fakirlerden beşyüz yıl sonra cennete girecekler." Helâldan kazanan zenginin durumu bu olursa, haramdan kazananın durumu ne olur acaba? İnsanoğlu, fakirliğine ve ihtiyaç içinde kıvranmasına rağmen, Allah'a tevekkül eder ve O'nun kulcağızlarına yardımda bulunursa, Allah da onu, dünyada aç ve sefil bırakmaz. Aksine, her gün onun mertebesini yükseltir, onu iyilikle anar ve insanların gönlünü ona meylettirir. Eğer insanoğlu, bunun tersine hareket ederse, dünyada da, ahirette de işi zordur. Kötü amel, ölüm anında insanın imanını yok ederek, kâfir gibi sonsuza kadar cehennemde kalmasına vesile olur. Bu durumdan Allah'a sığınırız. Ebû Bekir el-Verrâk, Ebû Hanife'den şöyle rivâyet eder: ” Ölüm anında, günahı sebebiyle insanın imanını en çok ve hızlı bir şekilde yok eden şey, kullara zulüm yapmaktır." Ey Mü'min! Allah'tan kork ve haksız yollarla mallarını elinden almak sûretiyle onun kullarına zulüm yapma! Bu, büyük bir günahtır. Allah, bizi de, sizi de bu tür günahlara düşmekten korusun! |
﴾ 132 ﴿