136

İşte bunların yani vasıfları belirtilen insanların yaptıklarının

karşılığı, Rableri tarafından bağışlanmak, içinde ebedî olarak kalacakları ve altlarından ırmaklar akan cennetlerdir. Orada kendilerine; eksilmeyen bir azık ve mükâfat, tükenmeyen bir tad ve ebedî cennetler vardır.

Zikredilen mağfiret ve cenneti elde etmeye

çalışanların mükâfatı ne güzeldir.

Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), Allahü teâlâ'nın şöyle buyurduğunu rivâyet eder: ”Ey Ademoğlu! Sen hana dua edip yalvardığın zaman, durumuna aldırmadan, seni bağışlarım. Ey Ademoğlu! Sen bana, yer dolusu suçla gelsen, bana bir şeyi ortak tanımadığın müddetçe, ben de seni o kadar bağışlarım. Ey Ademoğlu! Gökyüzü kadar günah işlemiş olsan, sonra benden bağışlanmanı istesem, seni bağışlarım."

Sâbit el-Bünânî: ”Bu 'onlar bir kötülük yaptıkları...' âyeti indiği zaman şeytanın ağladığı haberi bana ulaştı" der. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)'in de şöyle dediği rivâyet edilir: ”Hiçbir kul yoktur ki, günah işlesin de, daha sonra güzelce bir abdest alıp namaz kılsın ve bağışlanma dilesin, yani isîiğfâr etsin de Allah o kulu bağışlamasın."

Allahü teâlâ'nın, Mûsa'ya (aleyhisselâm) şöyle vahyettiği rivâyet edilir: ”Amel yapmadan cennetimi isteyenin hayası ne kadar azdır. Bana itaat etmekte cimri olan kimseye, cennetimi nasıl ikram ederim?"

Kurtuluş istiyorsun, fakat kurtuluşa götüren yollara yanaşmıyorsun.

Halbuki, kuru yerde gemi yürümez.

136 ﴿