185Her nefis, ölümü tadacaktır... Ölümle, nefis-ruh, bedenlerinizden çıkıp ayrılacaktır. Bu, tasdik edenler için bir müjde, yalanlayıcılar için bir tehdittir. Bu dünyadan sonra, diğer bir yurt vardır. Orada, iyi kötüden ayrılacaktır. Herkes, lâyık olduğunun karşılığını alacaktır. Bir eserde şöyle anlatılır: ”Adem peygamber yaratıldığı zaman, (mayası topraktan alındığı için) yer, Rabbine şikâyette bulundu. Allahü teâlâ da, kendisinden alınanın, yine kendisine döneceğine söz verdi. Hiçbir kimse yoktur ki, yaratılmış olduğu toprağa gömülmesin." Mükâfatlarınız, kıyamet gününde, eksiksiz olarak size verilecektir. İşlemiş olduğunuz iyilik ve kötülüklerin karşılığı, size tam olarak verilecektir. Bu durum kabirden kalktığınız zaman olacaktır. Hadis-i şerifte şöyle buyurulur: ”Kahir, ya cennet bahçelerinden bir bahçe, ya da cehennem çukurlarından bir çukurdur. ”m Kim, cehennem ateşinden uzaklaştırılıp, cennete konursa, şüphesiz o, kurtuluşa ermiştir. İsteğine ulaşmış ve kurtulmuştur. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurmuştur: ” Kim cehennemden uzaklaştırılıp, cennete gir dirilmesini isterse, ölümü, kendisine Allah'a ve ahirete inanmış olduğu halde gelsin ve insanlara, onların kendisine yapmalarını istediği şeyi yapsın. ” Dünya hayatının zevk ve süsleri ise, aldatıcı bir menfaatten başka bir şey değildir. Dünya hayatı, aldatıcı basit bir mala benzetilmiş. Öyle bir mal ki, insanlara satmak için kusuru gizlenir, nihayet onu alarak aldanırlar. Bu durum, dünyayı ahirete tercih edenler içindir. Ahireti dünyaya tercih edenlere ise dünya, onlar için ahireti hatırlatan bir uyarı ve tebliğ aracıdır. O, dünya vasıtasıyla ahirete ulaşır. Akıllı adam, dünyaya aklanmaz. Dünyayı sevmek tatlıdır, fakat zehiri de öldürücüdür. Dünyanın dış görünümü neşe, içi ise fenalık bineğidir. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurur: 'Allahü teâlâ buyurdu ki: 'Sâlih kullarıma, hiçbir gözün görmediği, hiçbir kulağın işitmediği ve hiçbir insanın aklına gelmeyen bir yer hazırladım'. Dilerseniz, şu âyeti okuyun: 'Hiçbir kimse, onlar için dünyada yaptıklarının karşılığı olarak saklanmış, memnun edici nimetlerin ne olduğunu bilemez.' (Secde: 17) Cennette bir ağaç vardır. Atlı bir kişi, gölgesinde yüz yıl gider ve yine bitiremez. Dilerseniz su âyeti okuyunuz.: 'Uzanmış gölgeler.' (Vakıa: 30) Cennette bir kırbaç boyu yer, dünya ve dünyadakilerden daha hayırlıdır, işte Allah'ın şu âyetini okuyun: 'Kim cehennemden uzaklaştırılıp, cennete konursa, şüphesiz o, kurtuluşa ermiştir. Dünya hayatı ise, aldatıcı menfaatten başka birşey değildir: ”(Al-i İmran: 185) Kim, Allahü teâlâ'ya kulluk ve itaat etmiş, kötülüklerden sakınmış ve dünyadan yüz çevirmiş bir halde Allah'a varırsa, cenneti ve cennetteki dereceleri kazanmış olur. Aksi halde, bunlardan mahrum olur ve cehennem çukurlarına gider. Bir hadis-i şerifte şöyle anlatılır: Cebrail, rengi değişmiş bir halde, Hazret-i Peygamber'e gelmiş. Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) ona, renginin neden değiştiğini sormuş, o da şöyle demiş: ”Allahü teâlâ, cehenneme üflenmesini emretti, ben de sana geldim. ”Bunun üzerine Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): 'Anlat bana şu cehennemi" der ve Cebrail de anlatır: ”Allah, cehennemi yarattığında, orada bin yıl ateş yaktı ve sonunda kıpkırmızı oldu. Sonra bin yıl daha yaktı ve sapsarı oldu. Sonra bin yıl daha yaktı ve simsiyah oldu. Seni gerçek bir nebi olarak gönderene yemin olsun ki, oradan bir köz dünyaya düşse, bütün dünyalıları yakardı. Oradaki elbiselerden bir tanesi, yerle gök arasına asılmış olsaydı, kokusundan bütün diinyadakiler ölürlerdi. Onun yedi kapısı var. Bazısı diğerlerinden daha alttadır." |
﴾ 185 ﴿