60

Sana indirilene ve senden önce indirilenlere inandıklarını iddia edenleri görmedin mi? Buradaki ”iddia (zu'm)"dan kasıt, onların yalanlarıdır. Çünkü âyet, münafıklar hakkında nazil olmuştur. Onlar, sana indirilene yani Kur ana ve senden önce indirilenlere, Tevrat'a ve diğer kitaplara inandıklarını iddia ediyorlar. Böylece de, Tâğûta başvurmak istiyorlar.

İbn Abbas anlatıyor: Bir münafık, yahudinin biriyle kavga etti. Yahudi, münafığı Hazret-i Peygamber'in karşısına çağırdı. Çünkü Hazret-i Peygamber'in, âdil karar vereceğini biliyordu. Münafık da yahudiyi, Kâ'b b. Eşrefe gitmeye davet etti. Çünkü bu adam da, rüşvete çok meraklıydı. Yahudi, davasında haklı, münafık ise haksızdı. Yahudi, sözünde diretti ve yargılanmak üzere, Hazret-i Peygamber'in huzuruna çıktılar. Hazret-i Peygamber, yahudinin lehine karar verdi. Münafık bu karara razı olmayıp, Hazret-i Ömer'in huzurunda yargılanmak istedi. Yahudi, Hazret-i Ömer'e şöyle dedi: ”Hazret-i Peygamber benim lehime karar verdi. Fakat o, bunu beğenmeyip, senin huzurunda yargılanmayı istedi." Hazret-i Ömer de: ”Öyle mi?" diye münafığa sordu ve münafıktan ”evet" cevabını aldı. Bunun üzerine Hazret-i Ömer: ” Ben gelinceye kadar yerinizden kıpırdamayın" diyerek dışarı çıktı. Biraz sonra kılıcıyla içeri girerek, münafığın kellesini uçurdu ve ” Allah'ın ve O'nun Resûlünün kararına razı olmayana böyle karar gerekir" dedi. Bu olay üzerine bu âyet indi.143'

Cebrail gelerek dedi ki: ”Ömer, hakla bâtılı ayırdığı için ” Fârûk" ismini almıştır." Tâğfıt da, Kâ'b b. Eşreftir. Çünkü o, Hazret-i Peygambere saldırmada ve düşmanlıkta çok ileri gitmişti.

Halbuki onlara,

tagut'a inanmamaları ondan sakınmaları ve kendilerini temize çıkarmaları

emredilmiş olmasına rağmen yine de, tâğut'un önünde muhakeme olunmalarını istiyorlar. Yani emredilenin tersini yaparak, tâğuta uyuyorlardı.

Şeytan da onları, derin bir sapıklığa düşürmek istiyor. Bu öyle bir sapıklıktır ki artık ondan sonra, bir daha hidayet bulamazlar.

60 ﴿