65

Hayır! Durum, onların inanmış olduklarını iddia ettikleri gibi değildir. Ey Rasûlüm Muhammed!

Rabbine yemin olsun ki onlar, aralarında çıkan çekişmelerde, birbirleriyle olan ilişkilerinde ortaya çıkan ihtilaflarda,

seni hakem yapıp, senin huzurunda yargılanmadıkça, ve

sonra da senin verdiğin hükme karşı, her türlü endişe ve vesveseden uzak olarak

içlerinde hiçbir burukluk duymadan, tam anlamıyla teslim olmadıkça, senin verdiğin karara razı olmadıkça, gerçekten

inanmış olmazlar. Gerçekten iman etmiş olmaları için, senin vermiş olduğun karara, içleriyle ve dışiarıyla teslim olup, boyun eğmeleri gerekir.

Bu âyet gösteriyor ki, Allah'ın ve peygamberin emirlerinden bir şeyi kabul etmeyen kimse, İslâm'ın dışına çıkmıştır. Hazret-i Peygamber, hak yolun rehberidir. Rehbere uymamak ise, sapıklıktır. Bir hadis-i şerifte: ”Sizden birinizin isteği, getirmiş olduğum hükümlere uymadıkça, gerçekten iman etmiş olamaz" buyurulmuştur.

'İrbaz b. Sâriye şöyle anlatır: ”Hazret-i Peygamber bize öğüt verdi. Verdiği bu öğütten dolayı kalblerimiz ürperip, gözlerimiz yaşardı. Bunun üzerine bizler dedik ki,' Ey Allah'ın Rasûlü! Bu veda eden kimsenin öğüdü galiba! Öyleyse bize tavsiyede bulun'. Bu sözümüz üzerine buyurdu ki: ”Size, Allah'tan korkmanızı, başınıza bir köle dahi idareci olmuş olsa, dinleyip itaat etmenizi tavsiye ederim. Sizden kim yaşarsa, birçok ihtilaflara şahit olacak, işte o zaman, benim râşit ve hidayet rehberi olan halifelerimin sünnetine sarılın. Hem sımsıkı sarılın. Sonradan uydurulan ve dine sokulan şeylerden sakının. Sonradan uydurulan her şey bidattir. Her bid'at da sapıklıktır."

Mümin, Rasûlüllah'ın sünnetine uymaya ve bid'at olan şeylerden kaçmaya mecburdur. Ancak bu şekilde, içini ve dışını temiz tutabilir ve kıyamet gününde Hazret-i Peygamber'in şefaatine nail olur. Böylelikle de, ateşten kurtularak, iyilerle birlikte cennete girer.

65 ﴿