112Kim, büyük veya küçük, kasıtlı veya kasıtsız bir hatâ veya günah işler de, onu bir suçsuzun üzerine atarsa... İşlemiş olduğu günah, büyük veya küçük, kasıtlı veya kasıtsız olsun, onu, Tu'me'nin yapmış olduğu gibi, suçsuz birisine yüklerse, muhakkak ki büyük bir iftira etmiş ve apaçık bir günah yüklenmiş olur. Bu günah öyle bir günahtır ki, ağırlığı bile takdir edilemez. Çünkü, suç işlemekle günahkâr olmuş, işlediği günahı başkasının üzerine atmakla da iftira etmiştir. O, iki suçu bir araya getirmiştir. Suçsuz bir insana bir şey yüklemeye ”bühtan-iftira" adı verilmiştir. Bühtan kelimesinde, hayret ve şaşkınlık ifadesi vardır. Onun içindir ki iftiraya, ”bühtan" adı verilmiştir. İftira atılan kimse, kendine atılmış olan bu yalanı duyunca, yalanın büyüklüğünden dolayı, hayrete diişer, şaşırır. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): ” Gıybet, bir mü'min kardeşin hakkında, onun hoşlanmadığı bir şeyi söylemelidir" buyurmuştur. Yanında bulunanlar da: ” Eğer söylediğimiz şey, o kardeşimizde varsa buna ne dersin?" diye sorunca, Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem): ” Söylediğiniz şey, o kardeşinizde varsa gıybet etmiş, söylediğiniz şey onda yoksa, o zaman da iftira da bulunmuş olursunuz" buyurmuştur.'77' |
﴾ 112 ﴿