152

Allah'a ve peygamberlerine inanıp, inkârcıların yaptıkları gibi

onların birini diğerlerinden ayırmayanlara gelince, işte onlara, Allah mükâfatlarını verecektir. Müminlere verileceği va'dedilen bu mükâfat kesindir, gecikse de mutlaka gerçekleşecektir.

Allah, onlara karşı

çok bağışlayıcıdır, çok esirgeyicidir. Yapılan iyiliklere kat kat sevap verir. Çünkü O, bol rahmet sahibidir.

Anlatıldığına göre, güzel yüzlü bir genç ve arkadaşları; yemiş, içmiş, neşelenmişler ve paraları bitivermiş. Bunun üzerine toplanıp, yol kesmeye karar vermişler. Sonra yollara çıkıp, kervan kollamaya başlamışlar. Fakat üç gün hiç kimseyle karşılaşmamışlar. Genç delikanlı, yaşlı bir adam görmüş. Adam ona: ”Yavrum, senin sanatın bu değil. Allah'tan bağışlanmanı iste. Beni merak ediyorsan, Bursa'da Seyyid Buhârî camiinde Kur'ân okurum" demiş. Bu sözlerin etkisiyle, gencin kalbi tutuşmuş ve arkadaşlarına: ”Eğer benim sözümü dinlerseniz, gelin Bursa'ya gidelim ve oradaki tüccarları arayalım. Onların arkasına takılıp, mallarını alalım" diye teklifte bulunmuş. Arkadaşları bu teklifi kabul etmişler ve birlikte Bursa'ya gitmişler. Bursa'da arkadaşlarına: ”Gelin Seyyid Buhârî camiine gidip namaz kılalım ve dua edelim de istediğimizi elde edelim" demiş. Camiye vardıklarında, yaşlı adamı orada Kur'ân okurken görmüşler ve genç hemen ayaklarına kapanmış. Onun yanında iki yıl kalmış. Daha sonra yaşlı adam onu, Şeyh Şemseddin'e göndermiş ve Şemseddin de bu genci eğitmiş. Böylece, eksik bir mümin, yol kesen bir insan iken, kâmil bir insan olmuş. Onun içindir ki, neticeye bakmak gerekir. Öncesi iyi olmayabilir. Fakat inayet buyurulunca, sonu iyi olur.

Ey Allah'ım! Ey yardım eden! Bizi doğru yolu bulanlardan eyle! Amîn!..

152 ﴿