163

Biz, Nuh'a ve ondan sonraki peygamberlere vahyettiğimiz gibi, sana da vahyettik. Bu âyet, kitap ehlinin Hazret-i Peygamberden, gökten bir kitap istemeleri üzerine verilen bir cevaptır. Yani, Ey Rasûlüm Muhammed! Biz Cebrail'i sana, bu Kuran'la gönderdik. Önce Nuh peygamberden bahsedilmiş. Çünkü o, insanlığın babasıdır. Allahü teâlâ, Nuh'un bedduasıyla, yeryüzündekileri helâk etmiştir.

Denir ki: Nuh peygamber bin yıl yaşamış olmasına rağmen, ne dişi ve ne de kuvveti eksilmiştir. Saçı da ağarmamıştır. Peygamberlerden hiçbiri, davette onun kadar çaba göstermemiştir. Toplumunun verdiği sıkıntılara onun kadar sabredebilen de olmamıştır. O, gece ve gündüz, gizli ve açık her zaman kavmini davet ederdi. Bayılıncaya kadar, toplumundan dayak yerdi. Aydınca gidip tekrar tebliğde bulunurdu.

İbrahim'e, İsmail'e, İshak'a, Yakııb'a, Yakııb'un oğulları olan

torunlara, ki onlar on iki tanedir,

İsa'ya, Eyyûb'a, Yûnus'a, Hârûn'a ve Süleyman'a da vahyettik. Burada bu peygamber isimlerinin sayılmış olması, onları şereflendirmek ve faziletlerini belirtmek için olup, aslında âyette zikredilen ”en-uehiyyîn-Peygamberler" ifadesi bunları da kapsamına almaktadır. Çünkü burada sayılan Peygamberlerden İbrahim (aleyhisselâm), Ülü'l-Azm Peygamberlerin ilki, İsa (aleyhisselâm) ise sonuncusudur. (Allah'ın selâmı hepsinin üzerine olsun) Diğerleri ise, peygamberlerin ileri gelenleri ve meşhur olanlarıdır.

Dâvûd'a da Zebûr'u verdik. Zebur, kitap demektir, ”zebr" kelimesinden türemiş olup, yazmak anlamına gelir.

Kurtûbî der ki: ”Zebur'da yüz elli sûre olup, içlerinde hiçbir hüküm mevcut değildi. Bunların tümü, hikmetli sözler, öğütler, Allah'a hamd ve senaları kapsıyordu. Davud peygamberin güzel bir sesi olup, Zebur'u okumaya başladığı zaman, kuşlar etrafını sarıp, kanatlarıyla kendisine gölge yapıyorlardı. Sesi güzel olduğu için, herkes tarafından dinleniyordu."

Ebû Mûsa el-Eş'arî şöyle anlatır: ”Hazret-i Peygamber bana dedi ki: ”Dün gece beni görseydin! Ben senin okumanı dinliyordum, Davud peygamberin nâmelerinden sana da verilmişti." Ben de Hazret-i Peygambere: ”Ey Allah'ın Resûlü! Yemin ederim ki ben seni görmedim. Senin beni dinlediğini bilseydim, senin için biraz daha güzel okumaya çalışırdım" dedim.

163 ﴿