5Bugün, şu hazır zamanda, ya da âyetin indiği gün size temiz ve güzel şeyler helâl kılındı. Temiz ve güzel, şeyler salim fıtratların, kişilikli ve güzel ahlâklı kimselerin hoş karşıladığı ve çirkin görmediği şeylerdir. Ayrıca haram olduğuna herhangi bir serî delil, kıyas ya da müctehid tarafından hükmedilmeyen şeyler de bu kısına girer. Kendilerine kitap verilenlerin, yahudi ve hristiyanların yemekleri; yiyecekleri ve kestikleri size helâl kılınmıştır; yemeniz mümkündür. İbn Abbas'tan rivayet edildiğine göre, kendisine Arap Hristiyanların kestiklerinin durumu sorulmuş; o da ”helâldir" cevabını vermiş. Bütün tabiîn nesli da aynı görüştedir. Hatta yalıudi ve hristiyanın Allah'tan başka birisinin adını anarak kestiği; meselâ hristiyanın Hazret-i İsa'nın ismini zikrederek boğazladığı hayvanın etinin yenilebileceğini pek çok âlim ileri sürmüştür. Çünkü onların kestiğini helâl kılan yüce Allah, ne diyeceklerini gayet iyi bilir. Hasan der ki: ”Yahudi ve Hristiyanın Allah'tan başkasının adını anarak kestiğini bizzat görür, işitirsen yeme. Ancak o iş senin gıyabında yapılmışsa ye. Çünkü Allah onu sana helâl kılmıştır." Kitap ehlinin yemekleri size helâl olduğu gibi, sizin yemekleriniz de onlara helaldir. Onları yedirip içirmede sizin için herhangi bir sakınca yoktur. Onlara gıda maddesi satmanız caizdir. Hür ve iffetli mü'min kadınlar ile, sizden önce kendilerine kitap verilenlerden hür ve iffetli kadınlar size helâl kılınmıştır. Kitap ehlinden olanların harbî olmaları, durumu değiştirmez. İbn Abbas ise, harbî olan kitap ehli kadınlarla evlenilemeyeceği görüşündedir. Âyet, bir ikram ve ihsan konumunda olduğundan, özellikle ”hür ve iffetli" olanlarla evlenilebileceğini ortaya koymuştur. Çünkü böylesi bir evlenme daha mükemmel ve daha üstündür. Dolayısıyla ”en mükemmel'e dikkat çekilmiştir. Mü'min cariyeyle evlenebileceğine ilişkin herhangi bir ihtilaf yoksa da, ”hür kadınların" tercih konusu olmaları gerektiğine de böylece işaret edilmiştir. Çünkü cariyeyle evlenmek çocuğun köleleştirilmesine sebep olur. Zira çocuğun ”hür", veya ”köle" olması, annesinin durumuna bağlıdır. Oysa kişi, kendi köleliğini arzulamadığı gibi, çocuğunun da köle olmasına sebep olmamalıdır. Namuslu olmanız, iffeti terketmemeniz, zina yapmamanız, açıktan zinaya tevessül etmemeniz, gizli dost edinmemeniz gizli zina yapmamanız ve kendilerine mehirlerini vermeniz onları mehirsiz bırakmamanız şartıyla size helâldir. Ayette geçen ”Ehdan" kelimesi ”Hıdri'ın çoğuludur. Hıdn, zina yapmak için gizlice edinilen erkek veya kadın dost demektir. Şa'bi de zinayı iki kısına ayırır. Birincisi açıktan yapılan ve ”Sifah" denilen zina. İkincisi ”Hıdn" yani gizli dost edinmek suretiyle gizlice yapılan zina. Yüce Allah her iki kısmı da bu âyetle yasaklamış, haram kılınıştır. Kim dini inkâr ederse İslâm şeriatını benimsemeye ve kabullenmeye yanaşmazsa şüphesiz onun daha önceki amelleri boşa gider. Onları yapmamış gibi olur, yaptığı iyilikler boşa gider ve ahiret gününde o, hüsrana uğrayanlardandır. Ateşe sürüklendiği için yakınan, dövünen ve zarar edenlerden olacaktır. O gün, kocası müslüman olan kitap ehli kadına, kocasının İslâmlığı herhangi bir yarar sağlamayacağı gibi; eşi kitap ehli olan müslüman erkeğe de eşinin küfrü herhangi bir zarar vermeyecektir. Bil ki, küfür çirkinlik ve rezâletierin en kötüsü olduğu gibi iman da güzelliklerin doruk noktasıdır. İbn Abbas (radıyallahü anh)'dan rivayet edildiğine göre: ”Allah, Adn Cennetini yarattığı zaman, içinde de hiçbir gözün görmeyip, hiçbir kulağın işitmediği ve hiç kimsenin aklına bile getiremediği şeyler yerleştirmiş ve ona 'şimdi konuş' demiş. Bunun üzerine Adn Cenneti üç defa: 'Müminler muhakkak kurtuluşa ermişlerdir' demiştir." |
﴾ 5 ﴿