12

Yemin olsun ki Allah, İsrail oğullarından söz almıştı. Yüce Allah, Yehudilerden kesin bir söz almıştı...

Onlardan oniki de başkan seçtik. Bunlar, emredildikleri sözü yerine getirmelerini sağlayacaklardı. Bu ileri gelenler bir bakıma aralarında en bilgili olan kimseler idi.

Sonra Allah onlara şöyle dedi: 'Ben şüphesiz sizinleyim. İlim ve yardımımla yanınızdayım. Söylediklerinizi işitiyorum. Yaptıklarınızı görüyorum. Sözün kısası, amellerinize göre size karşılık veririm. Sonra yüce Allah, tekrar Yehudilere şöyle sesleniyor:

Eğer namaz kılar, zekât verir, peygamberlerime inanır tümüne iman eder

ve kendilerine yeterince yardım ederseniz, onları güçlendirip desteklerseniz, sonra

Allah'a güzel bir ödünç verirseniz, yani hayır yolunda infak edip; riyasız, minnetsiz, gösterişsiz, istekli ve ihlâslı olarak helâl malınızdan sadakalarda bulunursanız... Evet bu sayılanları yaparsanız

günahlarınızı bağışlarım. Bu cümle, ”eğer namaz kılarsanız" cümlesinin başında bulunan ve oradaki ”lam" dan anlaşılan gizli yeminin cevabıdır. Yani, yemin olsun ki, eğer namaz kılar ve şunları şunları yaparsanız günahlarınızı bağışlarını

ve sizi zemininden ırmaklar akan cennetlere cennet bahçelerine

koyarım. Ağaçların ve evlerinin arasından dört ırmak akan cennetlere girdiririm.

Bundan sonra sizden kim inkâr ederse, kim peygamberleri yalanlarsa, yani yukarıdaki vaadlerden sonra kim peygamberleri inkâr ederse,

şüphesiz doğru yoldan sapmış olur.' Apaçık ve net olan orta yolu terketmiş, açık bir şekilde sapıklığa girmiş ve telâfisi mümkün olmayacak ve herhangi bir mazeret ileri sürülemeyecek bir hataya dalmış olur.

12 ﴿