71Onlar bir fitne kopmayacağını sandılar. Yani, İsrail oğulları zannettiler ki, yaptıkları yarılarına kâr kalacak; peygamberleri yalanlayıp öldürmeleri karşısında hiçbir ceza görmeyecekler. Nitekim: ”Biz, Allah'ın oğulları ve dostlarıyız" (Mâide: 18) diyorlar ve geçmiş atalarının peygamberlikleri sayesinde ilâhi azaptan yakayı kurtarabileceklerine inanıyorlardı. Kör ve sağırlar oldular. Yani fesat ve azgınlığa dalıp hidayeti görmezden geldiler. Gözü görmeyen kör gibi karşıladılar. Ayrıca hakka karşı kulaklarını tıkadılar; tıpkı sağırlar gibi davrandılar, dolayısıyla söz konusu hareketleri ortaya koydular. İçinde bulundukları fesattan vazgeçip uzaklaştıktan sonra Allah tevbelerini kabul etti. Ancak daha sonra yeniden Hazret-i Yahya ve Hazret-i Zekcriya'yı öldürmeye cesaret edip Hazret-i İsa'yı da öldürme girişiminde bulunarak onların birçoğu kör ve sağırlar oldular. Bu ifadeden de anlaşıldığına göre, bu ikinci seferde onların ”tümü" değil ”bir çoğu" küfre düşmüşledir. Allah, onların yaptıklarını çok iyi görür. Dolayısıyla amellerine karşılık onları uygun bir biçimde cezalandırır. Öyle ya, bu yanlış saplantıları nereden kaynaklanıyordu? Günahlar unutkanlığa, körlük ve sağırlığa sebep olmuşsa da ilahî takdirde bir değişiklik olmaz. Bu yüzden onlar, yanlış davranışlarının cezasını mutlaka göreceklerdir. Dolayısıyla, ömrünü hevâ ve heves peşinde geçirip hakkı ve hak yolunu bularnıyanın içinde bulunduğu duruma ağlaması gerekir. |
﴾ 71 ﴿