18

O, kullarının üstünde kahredici güce sahiptir. Hiçbir şeyin O'nu âciz bırakması sözkonusu değildir.

Ve O, yaptığı ve emrettiği her hususta

hüküm ve hikmet sahibidir. Her şeyden haberdardır. Kullarının tiim durumlarını ve her türlü gizli işlerini bilir.

Şu halde kulun başlıca görevi, Efendi'sini tanıması ve O'nun ubûdiyetiyle meşgul olmasıdır. İşte O mâbud, her şeyi yaratıp icad eden ve kahredici bir güce sahip olan yüce Allah'tır...

Şeyh Abdulvâhid b. Zeyd'ten hikâye edildiğine göre, kendisi şöyle bir olay anlatmış: Ben bir vapurda yolculuk yapıyordum. Rüzgâr bizi bir adaya sürükledi. Orada putlara tapan bir adam gördük. Ona: ”Hey, adam! Sen kime ibâdet ediyorsun?" diye sorduk, putu işaret etti. Sonra ona dedik ki: ”Senin taptığın bu şey insan eliyle yapılmıştır. Bizde bunun gibilerini yapan pek çoktur. Bu tapılacak bir ilâh değildir!..." Bunun üzerin o da bize: ”Peki, siz kime ibâdet ediyorsunuz?" diye sordu. Cevap olarak dedik ki: ”Biz semâda arşı olan, yeryüzünde gücü bulunan diriler ve canlılarla ilgili hükümler veren yüce varlığa ibâdet ederiz. O'nun isimleri kutsaldır, şâm yücedir." Daha sonra: ”Peki ama, bunu size kim öğretti?" dedi. Biz dedik ki: ”O, bize bir peygamber gönderdi. İşte o peygamber, bize tüm bunları öğretti." Sonra: ”Peygamber aranızda ne yaptı?" diye bir soru yöneltti. Biz de şu cevabı verdik: ”Hazret-i Peygamber, risaleti tebliğ görevini yaptıktan sonra herşeyin hakiki sahibi olan yüce Allah, onun ruhunu teslim alıp kendi katına yükseltti." Dalıa sonra şöyle bir soru sordu: ”Peki, o gittikten sonra, aranızda belirti ve alâmet bıraktı mı?"

Biz dedik ki: ”Bize, kendi Melikine ait bir kitap bıraktı." Bunun üzerine: ”Peki öyleyse; O Melik'in kitabını bana gösterin, bakalım" dedi ve şöyle ilâve etti: ”Kuşkusuz; Meliklerin kitaplarının çok alımlı, gösterişli ve güzel olması gerekir." Onun bu isteğine karşılık kendisine Mushaf’ı getirdik. Dedi ki: ”Ben bu kitabı daha önce görmedim, tanımıyorum." Biz alıp bir sûre okumaya başladık. Sûre tamamlanıncaya kadar hiç ses çıkarmadan çok dikkatli bir şekilde dinledi ve şöyle dedi: ”Bu sözlerin sahibine kesinlikle isyan edilmemesi gerekir." Dalıa sonra İslâm'a girip çok güzel bir şekilde müslümanlığı devam ettirdi ve bir süre sonra güzel bir şekilde öldü.

Uzun sözün kısası, sürekli olarak yüce olan Allah'a hamd olsun.

18 ﴿