123

Ve böylece, yani Mekke fâsıklarını, ileri gelenler zümresine kattığımız gibi

her bir beldenin günahkârlarını orada yani söz konusu beldede

hilekârlık etsinler diye büyükler, ileri gelenler

kıldık. Çünkü onlar çeşitli plân ve tuzak kurmaya daha çok muktedirdirler. Bâtıl inançlarını insanlara benimsetme yönünde daha çok etkindirler. Nitekim Kureyş ileri gelenleri, Mekke'ye giren her yolun başına dört adam yerleştirmişler ve insanları Hazret-i Muhammed'e gitmekten alıkoymakla görevlendirmişlerdi. Sözkonusu görevliler gördükleri herkese: ”Aman, sakın bu adama yaklaşmayın. Çünkü o yalancı bir sihirbazdır" diyerek Hazret-i Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'i kötülüyorlar ve insanların onunla görüşmesine engel olmaya çalışıyorlardı.

Her ülkenin en güçsüz ve en zayıf olanlarını gönderdiği her peygamberin yoldaşı yapmak Allah'ın bir kanunu idi. Nitekim Hazret-i Nuh'un kavmi kendisine: ”Sana rezil ve bayağı kişiler tabi olmuşken, biz sana iman eder miyiz?" (Şuara: 111) demişlerdi. Ayrıca, gizliden gizliye çeşitli planlar kurmaları ve bozgunculuk yapmaya çalışmaları için yoldan çıkanlarını ileri gelenlerden yapması da yine ilâhi kanunun bir parçasıydı. Âyette Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) teselli ediliyor.

Halbuki onlar, hilekârlığı ancak kendilerine yaparlar da farkında olmazlar. Çünkü bunun sorumluluğu onlara aittir. Kurdukları tuzağın başkasına zarar verdiğini zannederler.

123 ﴿