7

Şüphesiz Bize kavuşmayı ummayanlar ve... Allah'a kavuşmaktan maksat; ya öldükten sonra dirilip O'na dönmek veya ebedî âlemdeki hesaba kavuşmaktır. Nitekim âyette şöyle buyurulmuştur: ”Şüphesiz ki ben, hesabımla karşılaşacağımı biliyordum." (Hakka: 20) Buna göre mânâ şöyle olur: Bize döneceklerini veya hesabımızla karşılaşacaklarını ummazlar. Ahirete karşılık

dünya hayatına razı olup geçici azı, ebedî çoğa tercih edip

onunla rahat bulanlar bütün çaba ve gayretlerini dünya lezzetlerine ve zahirî zinetlerine hasretmek suretiyle dünyada sükûnet bulanlar. Yahut mânâ şöyle olur: Dünyadan hiç rahatsızlık duymayan kimseler gibi kendilerini orada rahat hissedenler ve ebedî kalacaklarmış gibi kâşaneler yapıp uzun emeller peşinde koşanlar var ya.

Bir rivayette şöyle denmiştir: ”Üç kişiye hayret ediyorum:

1- Cehennemin varlığına iman edip önünde olduğunu bilen kişi nasıl güler?

2- Ayrılacağını bildiği halde dünya ile mutmain olan kişi orada nasıl rahat eder?

3- Kendisinden gaflet edilmediği halde, kendisi gafil olan insan eğlencelere nasıl dalar?"

Nûman İbn Münzir, eğlenmek için bir ağacın altında konaklar. Adiy ona: ”Ey Melik, bu ağaç ne eliyor biliyor musun?" der ve sonra şu şiiri söyler:

Nice kafileler benim etrafımda konakladılar. Şarabı berrak su ile karıştırıyorlardı. Sonra zamanın kasırgası onları yok etti. İşte zamanın böyle çeşit çeşit halleri vardır.

Bunu duyan Nûman'ın, bütün gün boyunca neşesi kaçtı.

Ve âyetlerimizden gafil olanlar var ya. Kur'an âyetlerinden ve evrensel âyetlerden gafil olanlar. Onlara zıt olan şeylere dalıp gittiklerinden âyetleri düşünüp tefekkür etmezler. Çünkü onlar, birbirine zıt iki vasfı şahıslarında toplamışlardır;

1- Dünyanın lezzet ve geçici zinetlerine dalıp gitmek.

2- Allah'ın âyetlerinden ve marifetullalı delillerinden gafil olmak.

7 ﴿