11

Eğer Allah, insanlara hayrı çarçabuk istemeleri gibi şerri de acele verseydi... Burada ”acele" anlamındaki ”tacil", bir şeyin zamanı gelmeden öne alınması, ”çarçabuk istemeleri" anlamındaki ”istical" ise acele yapılmasını talep etmektir. Yine buradaki ”şer"den maksat, azaptır. Azaba şer denilmiştir. Çünkü azaba uğrayan kimse hakkında, bu bir eziyettir, yani hoşa gitmeyen bir durumdur. Kâfirler, kendisiyle korkutuldukları azabın çabuk verilmesini istiyorlardı.

Elbette onların ecelleri bitirilmiş olurdu. Azapları için belirtilmiş vâde onlara yerine getirilir, öldürülürler ve bir anda helak olurlardı. Bu ecel bir an bile geciktirilmezdi. Çünkü onların dünyadaki fizikî varlıklarının acele istedikleri azaba tahammülü yoktur. Fakat Allah (celle celalühü) ne acele eder, ne de onların keyfine göre hüküm verir.

Fakat Biz, Bize kavuşmayı, ummayanları, yani âhirette cezamıza inanmayanları

azgınlıklar içinde şaşkın bir halde bırakırız. Ceza ve öldükten sonra dirilmeyi inkâr edip, O'na kavuşmaya inanmamaktan kaynaklanan azgınlıklarında şaşkın ve kararsız bir halde bırakırız. Çünkü, onları acele olarak öldürüp helak etmekte hiçbir hikmet ve maslahat yoktur. Belki daha sonra imân edebilirler veya nesillerinden mü'min kimseler türeyebilir. Bundan dolayı Allah onlara şerri ulaştırmakta acele etmiyor, aksine onlara mühlet veriyor veya onlar farkına varmadan onları azaba sürüklüyor.

Bu âyet, günahları sebebiyle hak etmiş oldukları şeyin acele olarak verilmesini isteyen herkesi içine almaktadır. Kişinin kendisi ve çoluk-çocuğu aleyhinde yaptığı, fakat kabul olunmasını istemediği dualar da bu âyetin şümulü içerisindedir. Meselâ, kişinin oğluna kızıp da: ”Allah'ım! Bu oğluma lanet et, ona hayırlarda bulunma" demesi veya kendi aleyhinde: ”Allah benim canımı alsın da sizden kurtarsın" demesi gibi...

Şehr b. Havşeb şöyle demiştir: ”Bir kitapta şunu okudum: Cenab-ı Hak, yazıcı meleklere: 'Kulum bunalım halinde iken, aleyhinde hiçbir şey yazmayın' der."

11 ﴿