HÛD SÛRESİ

Mekke devrinde nazil olmuştur, 123 âyettir.

1

Elif, Lâm, Râ. Bu sûre ”Elif. Lâm. Râ" diye isimlendirilmiştir. Sûrenin bu harflerle başlaması, meydan okuma ve icaz içindir. Huruf-u mukattaa denilen bu harflerden neyi kastettiğini, en iyi Allah bilir. Bunlar gizlenmiş sırlardandır. Nitekim İmam Şa'bî'ye bu harfler konusunda sorulunca, şöyle cevap vermiştir: ”Bunlar Allah'ın sırrıdır. Bu sırrı araştırmayın. Allah, razı olduğu elçi dışında kimseyi gayb hazinesine vâkıf kılmaz." Rakkâşî de şöyle demiştir: ”Bu harfler Allah'ın sırlarıdır. Onları peygamberlerine ve seçkin kullarına açıklar. Bunlar ancak seçilmiş kulların vâkıf olduğu sırlardandır."

Ebû Hureyre (radıyallahü anh)'den şöyle rivayet edilmiştir: 'Allah Rasûlünden iki kap dolusu ilim öğrendim. Bunlardan birini size açıkladım. Diğerini açıklayıp yaysam, şu boğazım kesilir.

Müfessirlerin sultanı İbn Abbas (radıyallahü anh) şöyle dedi: ”Elif. Lâm. Râ'nın mânası: 'Ben Allah'ım, görürüm' demektir."

(Bu kitap,) yani Kur'an

hakîm ve her şeyden haberdar olan Allah tarafından... Bu, kitabın sıfatlarındandır. Nitekim diğer sıfatı da, onun ”âyetleri muhkem kılınmış" bir kitap oluşudur. Bu sıfat, kitabın bizzat kendi değerini ortaya koyduğu halde, ilk sıfat, onu Allah'a nisbet etmektedir. Bu nisbet de ”tarafından" anlamına gelen ”ledün" kelimesiyle yapılmıştır. Bu kelime, aynı anlama gelen ”inde" kelimesinden farklıdır. Çünkü ”ledün", en yakın anlam için, ”inde" ise hem yakın, hem uzak için kullanılır... Evet, Allah ”hakîm"dir, çünkü indirdiğini yerli yerince indirmiştir. ”Her şeyden haberdardır," çünkü emrine uyanla, yüz çevireni hakkıyla bilir.

1 ﴿