6

Onlar yani Mekke müşrikleri

senden, iyilikten yani afiyet ve kendilerine mühlet verilmesi suretiyle ihsandan

önce kötülüğü yani helak edici olan cezanın gelmesini -ceza onlara kötü geldiği için, kötülük diye adlandırıldı-

acele istiyorlar. Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) Mekkeli müşrikleri bazen dünya azâbıyla, bazen de âhiret azâbıyla tehdit ediyordu. Âhiret azâbıyla her tehdit edişinde, kıyameti ve öldükten sonra dirilmeyi inkâr ederlerdi. Dünya azâbıyla tehdit ettiğinde de, acele ediyorlar, ”azap ne zaman gelecek?" diyorlar ve alay ederek, Hazret-i Peygamberin söylediğinin aslı olmadığı inancında olduklarını açığa vurarak; afiyet, rahmet ve hayrın yerine, ceza, azap ve kötülüğü istiyorlardı. Bu yüzden: ”Ey Allahım! Eğer bu, senin katından gelmiş bir gerçekse, üzerimize gökten taş yağdır veya bize elem verici bir azap getir." (Enfâl: 32) dediler.

Oysa onlardan önce yani kendileri gibi yalanlayıcıların başına gelen, yere batırma, şekil değiştirme, sarsıntıya uğrama gibi

azaplar gelip geçmiştir. Onlardan niçin ibret alınıyorlar?

Şüphesiz Rabbin günahlarla kendi kendilerine

zulmetmelerine rağmen, insanlara karşı mağfiret sahibidir. Onların suçlarını örter, peşlerine takılmaz. Aksi halde yeryüzünde bir tek hayvan bile bırakmazdı. Ama âsilerden dilediklerine karşı

şüphesiz Rabbinin azabı da şiddetlidir. Bu âyetin bir benzeri de yüce Allah'ın şu buyruğudur: ”Kullarıma, benim çok bağışlayıcı ve pek esirgeyici olduğumu, azabımın da elem verici bir azab olduğunu haber ver." (Hicr: 49-50)

İnsan sağlıklı olduğunda, korkması daha da faziletlidir. Böylece taatlere devama çalışır, kötülüklerden kaçınır. Hastalandığında ve dolayısıyla amellerinde güçsüzlüğe düştüğünde ise umutlanması daha faziletlidir. Allah (celle celalühü) Dâvud (aleyhisselâm)'a: ”Ey Davud! Günahkârlara müjde ver, sıddîkları korkut" diye vahyetti. Davud (aleyhisselâm): ”Ey Rabbim! Günahkârları nasıl müjdeler, sıddîkları nasıl korkuturum?" diye sorduğunda, yüce Allah: ”Günahkârları müjdele! Çünkü, bana büyük gelen her günahı bağışlarım. Sıddîkları da korkut ki, amellerini beğenmesinler. Çünkü ben birisine adaletimle muamele eder ve onu hesaba çekersem mutlaka helak olur" buyurdu.

6 ﴿