9Doğru yolu göstermek Allah'a aittir. Ayetteki ”kasd" kelimesi, fail anlamında bir mastardır. Arapçada ”sebîlün kasdun" denir ki, anlamı doğru yol demektir. Mevlâ, -Rahmeti ve kesin va'di gereği- insanlara doğru yolu gösterir. Yoksa bu, Allah'a vacip olduğu için değil. Zira O, hiçbir şeye mecbur değildir. Yani hiçbir şey ona vacip değildir. İlâhî rahmeti gereği, insanlara, deliller getirmek, peygamberler göndermek ve kitaplar indirmek suretiyle, kendilerini hak yola, ulaştıracak doğru yolu gösterir. Ama yolun eğri olanı da vardır. Yani doğru yoldan sapan, yürüyeni doğru yola götürmeyen yollar da vardır. Bu, Yahudilik, Hristiyanlık, mecusilik ile küfür üzerinde bulunan diğer bâtıl din sahipleri, kendi heva ve arzularına uyan kimselerle bidat ehlinin gittiği yollardır. Eğer Allah dileseydi, hepinizi doğru yola iletirdi. Yani, eğer Allah (celle celalühü) sizi sözü edilen tevhid yoluna ulaştırmayı isteseydi, bu fiile ulaştıran bir hidayet verirdi. Ancak bunu dilemedi. Çünkü O'nun dilemesi, o yola girmeye sebep olacak bir hikmete tabidir. Çünkü mükellefiyetin, sevap ve azabın temeli cüz'î iradedir. İnsana kendi cüz'î iradesiyle yaptığı amellerden dolayı sevap veya ceza verilir. |
﴾ 9 ﴿