11Yüce Allah, daha sonra suyun yararlarından söz ederek şöyle buyurmaktadır: Sizin için, faydanız ve yararınız için onunla yani gökten inen su ile, gıdaların, aslı ve hayatın direği olan ekin, bir yandan katık, bir yandan da meyve olan zeytin... Hadiste şöyle geçmektedir: ”Zeytini ekmeğinizin yanında katık olarak yeyiniz ve yağından sürününüz. Çünkü o, mübarek bir ağaçtan çıkar." Hadiste geçen ”zeyt" zeytindir. Onun için mübarek denilmiştir. Çünkü, Beyt-i Mukaddes gibi mübarek olan yerlerde biter. Böyle olmayan yerlerde az görünür. Hurmalar... Burada geçen ”nahil" kelimesi, ”nahl" kelimesinin çoğuludur. Üzümler... Kelimenin bu şekilde çoğul kullanılması, içindeki çeşitli türleri kapsaması dolayısıyladır. Üzümün asıl adı ”meb"dir. Ona ”kemi" denilmesi câhiliyye döneminde olmuştur. Câhiliyye Arapları üzümün sanki ”kerem"den türediğini kasdeünişlerdir. Onlara göre üzümden yapılan şarap, içenleri, kereme yani cömertliğe şevkettiği için bu ismi vermişlerdir. Nitekim Hazret-i Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem), üzümü cahiliye döneminde kullanıldığı şekilde isimlendirmeyi yasaklamış ve bu konuda şöyle buyumıuştur: ”Kernt değil, ineb deyin. Şüphesiz ”kerm", müminin kalbidir." Onların zannettikleri kerem ve cömertlik şaraptan değil, mü'minin kalbindendir. Çünkü sarhoş kimsenin tasarruflarının çoğu aklının başında olmamasındandır. Öyle ise buna cömertlik denmez. Çünkü o, bu durumda cömertliğin ne olduğunu bilmeyen ve malını saçıp savuran bir çocuk gibidir. Yüce Allah bu meyvelerin fazilet ve yararlarına işaret etmek için özel olarak zikrettikten sonra şöyle buyurmuştur: Ve bütün meyvelerden yani yüce Allah, meyve türlerinin her çeşidinden bitirir. Şüphesiz ki bunda, yani suyun indirilmesinde ve bu sudan çıkarılan bitkilerde düşünen bir toplum için... Tohumun ve çekirdeğin toprağa düşmesini, çiğin ve suyun ona ulaşmasıyla birlikte harekete geçmesini ve canlanmasını, daha sonra alt tabakası yarılıp damarların çıkmasını ve yer altına dağılmalarını, üst tabakasının varılmasıyla da oradan bir dal çıkararak büyümesini, daha sonra bu daldan yapraklanıl, çiçeklerin, tahıl ve meyvelerin yetişmesini ve nihayet bu ürünlerin çeşitli renk, şekil ve özelliklere sahip olmalarını anlayan ve idrak eden toplumlar için büyük bir ibret vardır. Tüm bu faaliyetlerde Allah (celle celalühü)’ın büyüklüğüne, yüceliğine, ilminin, kudretinin ve hikmetinin kemaline işaret eden deliller vardır. Aynı şekilde bir tohumun yukarıdaki örnekte de açıklandığı gibi, sonsuz denecek bir şekilde üremesinde toprak ve içerisinde yetiştikleri ortam ayın olmasına rağmen renk, tat ve büyüklüklerinin farklı olmasında Allah'ın varlığına ve birliğine işaretler vardır. İşte bu delilleri görebilenler, bütün bu olayların Allah (celle celalühü)'ın fiili ve eseri olduğunu, Allah (celle celalühü)’ın kemal sıfatlarına hiçbir şeyin benzemeyeceğini, O'nun yüceliğine hiç kimsenin ortak olamayacağım, ibadete sadece O'nun lâyık olduğunu ve kulluğun da sadece O'na yapılacağını bilirler. |
﴾ 11 ﴿