14

O, ondan yani tatlı ve tuzlu denizden

taze et yiyesiniz... diye denizi hizmetinize verdi. Burada tazelikten amaç, balıktır. Balıktan et olarak söz edilmesindeki maksat, balığın diğer hayvanlar gibi kesilmesine ihtiyaç olmamasından kaynaklanmaktadır. Burada ayrıca yüce Allah'ın kudretinin eksiksizliği açıklanmaktadır. Çünkü O, tuzlu, acı ve içilmesi mümkün olmayan bir suyun içinde taze ve lezzetli olan balığı yaratmıştır.

Balığa burada et denilmesinden dolayı, İmam Malik ve Sevrî et yemiyeceğim" diye yemin eden kişi, eğer balık yerse, onun yemini bozulmuş olur" dediler. Buna karşı şu cevap verilir: Yeminler örfe dayanır. Mutlak anlamda et denilince bundan balık anlaşılmaz. Nitekim yüce Allah kâfirleri ”hayvan" olarak isimlendirerek şöyle buyurmuştur: ”Hiç şüphesiz Allah nazarında yer yüzündeki hayvanların en kötüsü kâfirlerdir. ” (Enfal: 55) Dolayısıyla hayvana binmeyeceğim diye yemin eden bir kişi, bir kâfirin sırtına bindiğinde yemini bozulmamış olur.

Hayâtu'l-Hayavân isimli kitapta müftâbih olan görüşe göre köpek ve domuz şeklinde olsa bile yengeç, su kurbağası ve timsah dışındaki tüm deniz hayvanlarının yenmesi helâldir, denilir.

Ve ondan, yani tuzlu denizden

giyip takınacağınız, kadınlarınızın süsleneceği

süsler... Aslında süs eşyası, altın ve gümüş gibi ziynet eşyalarıdır. Ancak burada süsten amaç inci ve mercan diye adlandırılan kırmızı ve beyaz taştır.

Çıkarasınız diye, denizi de hizmetinize verdi. Avlanmanız, içine dalmanız ve üzerinde binerek geçmeniz gibi hizmetlerinizin görülmesi için denizi de emrinize veren yine Allah (celle celalühü)'tır.

Gemilerin denizde suyu yararak gittiklerini görüyorsun. Bunlar, Allah'ın lûtfunu aramanız yani, gemilere binerek O'nun vermiş olduğu geniş rızıktan ve nimetinden yararlanmak için ticaret yapmanız

ve O'na şükretmeniz içindir. Yani Allah (celle celalühü)'ın yüce nimetlerinin kıymetini bilip, O'nun tek olduğuna inanıp itaat etmeniz içindir.

14 ﴿