17Nuh'tan sonraki Âd ve Semûd gibi nesillerden nicelerini helak ettik. Ayetteki ”kurun" karn kelimesinin çoğuludur. ”Kam" kelimesi, zamandan bir süredir. Daha sahih bir görüşe göre yüz yıllık bir zamandır. Ayrıca karn; hiç kurtulanı olmayan helak olmuş her kavimdir. Yine her önceki asırda yaşayanlar, bir sonraki asırda yaşayanlara göre karn sayılır. Âyette ”Nuh'tan sonra" denildi, Hazret-i Âdem (aleyhisselâm)'den sonra buyrulmadı, çünkü kavmi tarafından ısrarlı bir şekilde yalanlanan ilk peygamber, Hazret-i Nuh (aleyhisselâm) olduğu gibi tufanla yok edilmek suretiyle çok büyük azaba lâyık olan ilk kavim de onun kavmi olmuştur. Kullarının günahını bilici ve görücü olarak Rabbin yeter. Açıkta ve gizlide işledikleri günahlardan haberdardır ve onlardan dolayı cezalandırır. Bu âyette, bu ümmete ve özellikle Mekke müşriklerine karşı. Allah ve Rasûlüne itaat edip isyan etmemeleri, aksi halde önceki ümmetlerin başlarına gelenlerin kendi başlarına da gelebileceğine dair bir tehdit vardır. Anlatıldığına göre, arslan, kurt ve tilki, avlanmak üzere çıkmışlar. Bir vahşi merkep, bir geyik bir de tavşan avlamışlar. Arslan, kurda: ”Hadi bakalım bu avları aramızda taksim et," deyince kurt: ”Bu vahşi merkep dağların kralına, bu geyik bana ve tavşan da tilkiye ait olsun" demiş. Fakat arslan bu taksime çok kızmış ve kuvvetli bir pençe darbesiyle kurdu yere sermiş. Sonra tilkiye dönerek: ”Sen taksim et bu avlan" demiş. Tilki: ”Bu merkep kralımızın öğle yemeği, bu geyik akşam yemeği ve tavşan da kralımızın arzu etmesi halinde ara yemeği olacak" deyince, arslan: ”Vay! Bu ne adalet! Bu âdil taksimi sana kim öğretti?" diye sordu. Tilki: ”Kurdun başına inen hüküm, bana bu adaleti öğretti" cevabını verdi. Bundan dolayı: ”Akıllı olan kişi, başkasından ibret alıp ders edinendir." denilmiştir. |
﴾ 17 ﴿