7

Mûsa'nın annesine: Gizli tutabildiğin kadar

'onu emzir, ağlaması anında komşuların onu hissetmesi yüzünden

kendisine zarar geleceğinden endişelendiğinde onu denize, Nil nehrine

bırakıver...

Büyüklerden biri şöyle demiştir: ”Onu korumaktan endişe duyduğun ve idare etmekten âciz kaldığın zaman korumamız ve idaremiz altında olması için onu Bize teslim et."

Darlık ve sıkıntı duymasından

korkup ayrılığına

üzülme, çünkü Biz onu yakın zamanda, ustalıklı bir usulde ve emin olacağın şekilde

tekrar sana geri vereceğiz ve onu yüce

peygamberlerden biri yapacağız' diye ilham ettik. Vahyin aslı, hızla işaret etmek; ”ihâ" ise, gizlice bildirmektir. Vahyetmek, ya tıpkı Cebrail'in Hazret-i Peygambere belirli bir şekilde görünerek tebliğde bulunması gibi zatı görünen ve sözü işitilen bir melek vasıtasıyle olur. Veya Hazret-i Mûsa (aleyhisselâm)'nın Allahü teâlâ'nın kelâmını işitmesi gibi görme olmaksızın sözün duyulmasıyla olur, yahut Hazret-i Peygamberin ”Cebrail kalbime yerleştirdi" diye buyurduğu şekilde kalbe yerleştirmek ya da Allahü teâlâ'nın, ”Biz Mûsa'nın annesine ilham ettik" buyurduğu gibi ilham etmek suretiyle olur.

Mûsa'nın annesi Mûsa'ya hamile kaldığı zaman kendisinde karnının şişmesi, renginin değişmesi sütünün çıkması gibi herhangi bir hamilelik belirtisi ortaya çıkmamıştır. Bu, İsmailoğuilarma iütufta bulunmak üzere Yüce Allah'ın gizli tuttuğu bir iştir. Nihayet o, bir gözetleyen ve bir ebe olmadan Mûsa'yı doğurmuş; Firavun tarafından hamile kadınları kontrol etmek üzere görevlendirilen ne ebelerden birinin, ne de başkalarının haberi olmamış ve sadece Mûsa'nın kızkardeşi Meryem'in bilgisi olmuştur.

Mûsa'yı annesi üç ay veya daha fazla emzirmiş, Firavun'un yeni doğan bebekleri ısrarla araştırması bu konuda yapılan kontrolleri artırması üzerine Mûsa'yı ziftlenmiş bir sandığa koyarak geceleyin Nü nehrine bırakmıştır.

7 ﴿