40Nitekim onlardan sözü edilenlerden her birini günahları yüzünden cezalandırdık: Kiminin, Âd'ın üzerine taşlar savuran rüzgârlar gönderdik, kimini korkunç bir ses yakaladı, ki, Cebrail onlara yönelik bir çığlık atmış ve bu yüzden kalpleri çatlamış, böylece ölüp gitmişlerdir. Kimini tıpkı Karun ve hazinesi gibi yerin dibine geçirdik, kimini de Nuh kavmi, Firavun ve kavmi gibi suda boğduk. Allah onlara yaptığından dolayı haksız yere ceza vermek suretiyle zulmetmiyordu, azabı gerektiren değişik küfür ve günahların devam etmesi yüzünden asıl onlar kendilerine zulmediyorlardı. Allahü teâlâ bu âyet-i kerime ile Mekke halkına ve kendilerinden sonra kıyamete kadar gelecek nesillere, ibret alıp akıllarından yararlanmaları, haksızlıktan, eziyetten, büyüklük taslamaktan ve bozgunculuk yapmaktan kaçınmaları için öğüt vermiştir. Gerçekten iyilik, kurtuluş ve emele ulaşma bu öğüte bağlıdır. Fakat eğitim ve öğretim, ancak kabiliyetli kullara etki eder. Kur'an'ı Kerim ise tıpkı deniz gibidir. Onunla ancak insan gibi, kabiliyete sahip olan arınır; köpek, böyle bir nitelikten yoksun olduğu için arınamaz. Hikâye edilmiştir ki, şeyhlik taslay ani ardan biri değerli bir zata kırk yıl hizmet etmesi sebebiyle üstünlük iddiasında bulunmuş, bunun üzerine ariflerden biri şöyle demiştir: ”O değerli zatın, kırk yıl binmiş olduğu bir katırı vardı ve o vaziyette ölünceye kadar katır olarak kalmıştır." Yani, katır olması dolayısıyla kabiliyeti müsait olmadığı için kâmil insanın binmesi ona etki etmemiştir. Şeyhlik taslayan zat, bu cevap karşısında susup kalmıştır. |
﴾ 40 ﴿