49Hayır, o Kur'an, kendilerine ilim verilenlerin sinelerinde yer eden ve yerleşen apaçık âyetlerdir. Bu âyetler, onların ezberlemiş olduğu bir kitaptan alınmış değildir. Nitekim hiç kimse o Kur'an'ı değiştirmeye gücü yetmez. Onun sinelerde korunması, Kur'an'ın özelliklerindendir. Öncekiler ise kitaplarını sadece yüzünden okuyorlar ve onları kapatınca da artık o kitaplarından bir şey bilmez oluyorlardı. Ancak peygamberler bu durumdan müstesnadır. Bazı rivayetlerde şöyle denmiştir: ”Yahudî ve Hristiyanlar, Kur'an'ı ezberlemek kadar hiçbir şeyden dolayı sizi kıskanmazlar." Öte yandan Ebû Umâme de şöyle demiştir: ”Allah, Kur'an'ı ezberleyen bir kalbe azabetmez." Hazret-i Peygamber ise şu hususu dile getirmiştir: ”Kurân'dan mahrum kalp, harap olmuş ev gibidir." Yine had is-i şerifte şöyle buyrulmuştur: ”Bu Kur'an'ı belleyin. Rasûlüm Muhammed'in nefsi elinde olan Allah'a Yemin olunki, o Kur'an'ın unutulması, sahibi serbest bıraktığı zaman bağlı devenin kaçmasından daha çabuk olur." Diğer taraftan Rasûlüllah şöyle buyurmuştur: ”Ümmetimin günahları bana arzedildi. Kur'an'dan bir âyet veya bir sûre belleme imkânı bahşedilen bir kimsenin sonra onu unutmasından daha büyük günah görmedim." "Unutma:" Kişiye, Mushaf'tan okuma imkânı kalmamasıdır. ”Künye" isimli eserde de böyle geçmektedir. İbn Uyeyne ise, kişinin kınanmasına ve günaha girmesine sebep olan unutma, Kur'an'a göre hareket etmeyi terketmek olduğu görüşündedir. Nitekim ”Lisânu'l-Arab" isimli kitapta ”nisyân" (unutma): terketmek anlamındadır. Allahü teâlâ şöyle buyurmuştur: ”Onlar kendilerine yapılan uyarıları unutunca..." (En'âm: 44) yani, terkedince demektir. Yine Allah şöyle buyurmuştur: ”Onlar Allah'ı unuttular. O'na itaati terkettiler; Allah da onları unuttu." (Tevbe: 67) Yani, kendilerine esirgemeyi terketti. Ayetlerimizi zikredildiği gibi olmasına rağmen ancak zalimler yani, kötülükte, büyüklük taslamada ve bozgunculukta haddi aşanlar bile bile inkâr eder. Rivayet edildiğine göre Hazret-i İsa (aleyhisselâm), havarilere şöyle demiştir: ”Ben gidiyorum. Size, kendiği linden konuşmayan hakkın ruhu faraklit yani Rasûlüm Muhammed (sallalahü aleyhi ve sellem) gelecektir. O, hakkı duyunca size anlatır, hakka göre sizi idare eder ve size, olayları ve bilinmeyen bazı şeyleri anlatır. Ben, onu tasdik ettiğim gibi, o da beni tasdik eder. Şüphesiz ben size temsilleri getirdim, o da tevili getirerek her şeyi açıklar. ” Hazret-i İsa (aleyhisselâm)'nın: ”Size olayları anlatır" sözünün anlamı şudur: ”Deccalın ortaya çıkması, dâbbenin belirmesi, güneşin batıdan doğuşu vb. gibi geleçekte ortaya çıkacak hadiselerdir." Öte yandan İbrahim Havas (Allah ona rahmet etsin) şöyle demiştir: "Kalbin ilâcı beştir: Düşünerek Kur'an okumak, yalnız kalmak, gece ibadet etmek, seher vakti Allah'a niyazda bulunmak ve iyi kimselerle oturmaktır." Allah bizi ve sizi iyilerden ve kurtulanlardan kılsın. |
﴾ 49 ﴿