69

Ama Bizim uğrumuzda cihad edenleri ki ”cihad:" düşmanla mücadelede, elden geleni yapmaktır. Yani, ”uğrumuzda ve sadece Bizim için gayret edip bütün imkânlarını seferber edenleri..." ki burada ”mücahede" kelimesi kullanılmış, bununla açık ve gizli düşmanlar kastedilmiştir.

Elbette kendi yollarımıza eriştireceğiz. Yani, dinimize yardım konusunda müşriklere karşı cihad eden ve onlarla savaşanları şehitlik, af ve hoşnut olunacak yollara elbette erdireceğiz.

Bir rivayette şöyle buyrulmuştur: ”Bildiğine göre amel edeni Allah bilmediğinin bilgisine vâris kılar. ”

Hadis-i şerifte Rasûlüllah şöyle buyurmuştur: ”Kim, Allah için kırk gün ihlasla hareket ederse, onda hikmet kaynakları kalbinden diline dökülür." (10)

10- Hadisi Ebu Nuaym ”Hilye"de Ebu Eyyûb el-Ensarî’den rivayet etmiştir. Bkz. el-Fethu'l- Kebîr, 3/125

Öte yandan âlimler şöyle demişlerdir: ”Mücâhede, müşahadeleri doğurur."

Şayet biri, hindular ve filozoflar için, onların nefisle gereği gibi cihad ettiklerini, buna rağmen müşahede imkânlarının bulunmadığını söylerse cevap olarak şöyle deriz: ”Çünkü onlar cihada kalkıştılar ve cihad ettiler. Fakat onlar cihadın en büyük şartı olan Allah'ın: ”Bizim uğrumuzda" sözünü terketmişlerdir. Yine onlar, boş arzular, dünya, insanlara gösteriş, şan, şöhret, makam talebi, yeryüzünde haddi aşmak ve insanlara karşı büyüklük taslamak için cihad etmişlerdir. Allah için cihad eden ise, ilk olarak haramları terketmek, sonra şüpheleri terketmek, sonra gereksiz şeyleri terketmek ve daha sonra gönlü arındırmak üzere dünya ile ilgili bütün bağları kesmek suretiyle cihad eder."

Şüphesiz Allah, yardım ve destek olmak, dünyada günahlardan korunmak, âhirette de mükâfatlandırmak ve bağışlamak suretiyle

iyi davrananlarla beraberdir.

Allah'ın yardımıyla Ankebût Sûresinin tefsiri sona ermiştir.

69 ﴿