7Onlar, dünya hayatının görünen yüzünü bilirler. Bu da, onların zevklerine ve arzularına uygun olan dünyanın manzaralarından ve bazlarından tanık oldukları şeylerden ibarettir. Yani onlar, dünyanın görünen basit şeylerini bilirler... Dahhâk da şöyle demiştir: ”Onlar, dünyada köşk yapmasını, nehirlere kanal açmasını ve ağaç dikmesini bilirler." Bir önceki âyette yer alan ve dini işlerdeki bilgisizliği belirten ”bilmezler" ifadesiyle, dünya işlerinin bilindiğini belirten bu âyetteki ”bilirler" ifadesi arasında bir çelişki yoktur. Çünkü birinci ifade, bilgiden gereği gibi yararlanmamaktan kaynaklanan bir olumsuzluktur. İkincisi ise, bilginin gereksiz mecralara sev ked il mes inin ifadesidir. Nitekim insanın kışa ve yaza ulaşacağını kesin olarak bilmediği halde, kışla ilgili işlerini yazda ve yazla ilgili işlerini de kışta hazırlayıp, gerekli olmasına rağmen dünyada âhiretle ilgili işlerini düzene koyma konusunda kusurlu davranması, eksik bilgiden kaynaklanır. En yüce gaye ve en üstün ideal olan ahiretten ise, onlar tamamen gafildirler. Onu hatırlarına getirmezler ve onun hakkında düşünmezler. Âyet-i Kerime’de gafil kimseler, idraklerini âhiret işlerini bilmeye oradaki durumlarım anlamaya değil de, idraklerini dünyada görünen ve hisse dayanan şeylere hasreden hayvanlara benzetilmişlerdir. - Bazıları ise şöyle demişlerdir: ”Âhiretten habersiz olan kimse, Allah'tan daha çok habersizdir. Allah'tan habersiz olan da kulluk edenler derecesinden düşmüş olur." |
﴾ 7 ﴿