10

Onlar hem yukarınızdan vadinin üst kısmından ve doğu tarafından ki, bu taraftan gelenler, Catalan oğulları ve Necid halkından onlara katılanlardır. Komutanları ise Uyeyne b. Hısın ile Amir İbnu't-Tufeyl idi. Yahudiler de onlarla idiler.

Hem aşağı tarafınızdan yani vadinin alt kısmından batı yönünden ki, o tarafta Kureyş ordusu ve onlara katılan muhtelif gruplar vardı. Komutanları ise Ebu Sufyan'dı.

Üzerinize yürüdükleri zaman, düşman sayısını ve gücünü fazla görmesinden dolayı

gözler yitmiş ve yürekler ağızlara gelmişti. O zaman Kureyş ordusuyla birlikte üç yüz at ve bin beş yüz deve vardı.

"Henâcır": Yutak; yemek ve içeceğin girdiği yer demek olan ”hançere" kelimesinin çoğuludur. Yani kalpler, korku ve kederden ötürü dil kökünün başına ulaşmıştır. Çünkü akciğer, aşırı korku ve üzüntüden dolayı şişer ve buna paralel olarak kalp yutağın üst kısmına doğru çıkar. Bu durum kalp çarpıntısı rahatsızlığında açıkça görülür.

Katade şöyle demiştir: ”Kalpler yerlerinden fırlama noktasına gelmiş, o kadar ki, dışarı fırlamaması için boğazlar daralmasaydı dışarı fırlardı."

Bazıları da şöyle demişlerdir: ”Kalpler nerede ise yutak kısmına ulaşıyordu. Çünkü kalp, yutağa kadar çıkınca insan ölür."

Buna göre bu sözde, aşırı korkudan kalplerin çarpmasından dolayı -gerçek anlamda kalpler yutaklara kadar ulaşamıyorsa da- bir benzetme vardır.

Bil ki, onlar iki açıdan korkuya kapılmışlardır: Birincisi; çeşitli gruplardan oluşan düşman kuvvetinden dolayı kendileri için korkmuşlardır. İkincisi ise; Kurayza oğullarının sözleşmeyi bozduklarından dolayı çoluk çocukları için endişe duymuşlardır.

Gerçekten inananlar, aşırı soğuk ve açlığa karşı tahammül göstermişlerdir. Nitekim Ashab-ı kiramdan bazıları şu hususu dile getirmişlerdir: ”Üç gün hiçbir şey tatmadan kaldık. Hazret-i Peygamber de açlıktan dolayı karnına taş bağlamıştı."

Ey imanlarını kayıtsız ve şartsız olarak ortaya koyanlar!

işte o anda Allah hakkında türlü zanlarda bulunuyordunuz. Nitekim samimi ve ihlaslı olup korkmayanlar, Allah'ın dinini yüceltme hususunda vadini yerine getireceğini ya da kendilerinin imtihan edildiklerini zannederek savaşta sebat etmişlerdir. Bu sebeple onlar, Uhud savaşında olduğu gibi sarsılmaktan ve tahammül edememekten endişe etmişlerdir. Fakat kalpleri hasta olup uçurumun kenarında bulunanlar ve münafıklar -kendilerinden nakledildiği gibi- kötü zanda bulunmuşlardır.

10 ﴿