21

Mü'minler!

Yemin olun ki, Rasûlüllah'nde sizin için, Allah'a ve âhiret gününe kavuşmayı umanlar yani Allah'ın mükâfatını ve âhiret nimetlerini arzu edenler, ya da Allah'tan ve âhiret gününden korkanlar, her zaman

ve her durumda

Allah'ı çok anan kimseler için güzel bir örnek vardır. Âyet-i Kerime’deki ”leküm" (sizin için) ifadesiyle, âyetin gelişinden müminlerin kastedildiği anlaşılmaktadır.

Ragıp İsfahanî şöyle demiştir: ”Usve" (örnek), kudve gibidir. Kudve de insanın, iyi veya kötü sahada birine uyma konusunda takındığı tavırdır. Bu sebeple ”Ona uydum" anlamında 'Teesseytu bili" denir. Buna göre âyetin anlamı şöyledir: ”Yemin olun ki, Rasûlüm Muhammed (sallalahü aleyhi ve sellem)'de sizin için güzel bir haslet, savaşta sebat etmek ve zorluklara katlanmak gibi, izlenmesi gereken iyi bir metod ve örnek vardır." Nitekim Hazret-i Peygamber'in kaşının üstü yarılmış, dişi kırılmış, Uhud savaşında amcası Hazret-i Hamza şehit edilmiş ve çeşitli şekillerde eziyete maruz kalmıştır. Fakat buna rağmen direnerek hezimete uğramamış, sabretmiş ve sabırsızlığa düşmemiştir. Bu sebeple onun sünnetine uyun, ona destek olun ve ondan geri durmayın.

Öte yandan âyet-i kerime’de ”recâ" (umma) ifadesi ile devamlı itaate vesile olan ”Allah'ı çok atıma" ifadesi bir arada zikredilmiştir. İşte bununla Rasûlüllah (sallalahü aleyhi ve sellem)'a uymak gerçekleşir.

el-Hakim et-Tirmizî şöyle demiştir: ”Rasûlüllah'nde örneğin bulunması, onun izlenmesi, sünnetine uyulması, söz ve hareketlerde ona muhalefet etmekten kaçınılmasıdır."

Buna göre her mü'min, dileğinin gerçekleşmesi ve amelinin fayda vermesi için Hazret-i Peygambere uymak zorundadır. Böylece Allahü teâlâ, gönülde yer alan gayba iman için gerekli olan ümidi dile getirmiş ve bunu, gönlün ameli sayılan Allah'ı çok anma ile bir arada zikretmiştir ki, işin başında bulunan kişi, amel, ahlâk, nefis ve malla mücadele sahalarında sürekli olarak bunu izlemesi gerektiğini bilsin. Çünkü işi, başında sağlam tutmayan sonuçta kurtulamaz. Nefsinin kötü sıfatlarından arınıp temizlendikten sonra doğruluk, samimiyet ve teslimiyet gibi kendine güzel hasletler kazandırsın. Bu sayede bir yandan kalp düzeyinde Iütuflar, haller ve sıfatların tecellileriyle bu hareketin hazzını duyarken diğer yandan da nefis düzeyinde kazançlar, rütbeler ve fiillerin tecellileriyle aynı hareketin hazzını duyar. Hazret-i Peygambere uyarak ruh düzeyinde de yine aynı şeyler duyulur.

21 ﴿