23Samimiyetle iman edenlerden, Rasûlüllah ile birlikte sebat etmek ve dini yüceltmek için savaşmak üzere Allah'a verdikleri sözde duran nice erler vardır. Yani onlar, verdikleri sözü, yaptıkları işler sayesinde yerine getirmişlerdir. Söz konusu kişiler, Osman b. Affan, Talha b. Abdullah, Sa'id b. Zeyd b. Amr, Hamza, Mus'ab b. Umeyr, Enes b. Nadir ve diğerleridir (Allah onlardan razı olsun). Bunlar, Hazret-i Peygamber'le birlikte savaşa giderlerse sebat etmeye ve şehit oluncaya kadar savaşmaya söz vermişler, adakta bulunmuşlardır. el-Hakîm et-Tirmizî şöyle demiştir: ”Gerçek erlik doğruluktur. Doğruluk sahasına girmeyen, erlik sınırından çıkmış olur." Kimi, bu uğurda canını vermiş, ki, bu ifade doğru kimselerin durumunu açıklamakta ve onları iki kısma ayırmaktadır. Nahb: Aslında yerine getirilmesi gereken adak demektir. Başka bir ifade ile insanın yapmaya karar verdiği ve kendisi için vacip kıldığı iştir. ”Kadâ nehbeh: Adağını yerine getirdi" demektir. Bu ifade, aynı zamanda ölen kişi için de kullanılır. Çünkü ölüm, tıpkı her canlının boynunun borcu olan adak gibidir. Yani Hazret-i Hamza, Mus'ab b. Umeyr ve Enes b. Malikin amcası Enes b. Nadir el-Hazrecî el-Ensarî gibi, kimi adak sorumluluğundan kurtulmak için savaşarak şehit olmuş, kimi de tıpkı Hazret-i Hamza, Talha ve diğerleri gibi sözünü yerine getirmeyi (şehitliği) beklemektedir. Nitekim onlar, sözlerini yerine getirmeye karar vermişler ve bu sözün bir kısmını icra etmişlerdir. İcra edilen bölüm, bu âyet-i kerimenin inişine değin Hazret-i Peygamberle birlikte sebat ederek savaşmalarıdır. Geri kalan kısmını da icra etmeyi beklemektedirler. Bu da şehadet şerbetini içinceye kadar savaşmaktan ibarettir. Onların beklemekle nitelendirilmelerinde, şehit olmaya son derece istekli olduklarına işaret edilmektedir. Onlar hiç bir şekilde (sözlerini) değiştirmemişlerdir. Aksine sözlerine sadık kalarak gereğini, en güzel şekilde yerine getirmeye çalışmışlardır. Sözlerini yerine getirenlere gelince, onların durumu bellidir. Diğerleri ise bekler durumda olmaları, sözlerine sadık olmalarının en doğru şahididir. Rivayet edilmiştir ki, Talha (radıyallahü anh). Uhud savaşında Hazret-i Peygamberle birlikte kalarak onu korumuş ve nihayet eli ile birlikte tam yirmi dört yara alnııştır. Bunun üzerine Hazret-i Peygamber: ”Talha cenneti haketti" buyurmuş ve ona o gün: ”Hayırhah Talha (Talhatu'l-hayr)", Huneyn savaşında: ”Eli açık Talha (Talhatu'l-Cûd)", Tebük savaşında ise: ”Coşkun Talha (Talhatu'l-feyyz)" demiştir. Talha daha sonra Cemel Vakasında öldürülmüştür. Âyet-i Kerime’de, ikiyüzlü olanlarla kalplerinde inanç rahatsızlığı bulunanlara dolaylı olarak kınama ifadesi yer almaktadır. Çünkü onlar, sözlerinde durmayarak ahidlerini değiştirirler. |
﴾ 23 ﴿