33

Ey Peygamber hanımları!

Evlerinizde oturun, -ki, bu hitap, her ne kadar Hazret-i Peygamber'in eşlerine yönelik ise de diğer hanımları da kapsamaktadır.- Kadınların

ilk cahiliyede olduğu gibi, açılıp saçıldığı gibi

açılıp saçılmayın. ”Teberruc": Süs ve güzellikleri, yani süslerin bulunduğu güzel yerleri erkeklere göstermektir. Bazıları ise âyete, ”çalımlı yürümeyin" diye mana vermişlerdir.

Denmiştir ki, ilk cahiliye döneminde yapılanları âhir zamanda yapan toplum, son cahiliye döneminin temsilcisidir. Nitekim hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur: ”Cehennemliklerden iki sınıf insanı henüz görmedim. -Hazret-i Peygamber burada kendi dönemini kastetmektedir. Çünkü onun dönemi berraktır. Bu iki sınıf insan ise daha sonra ortaya çıkmıştır.- Kendilerinde sığır kuyruğu gibi kamçılar bulunup onlarla insanları döven bir zümre! Bir diğeri de, giyinmiş çıplak, erkeklere meyleden ve dikkatleri üzerinde toplayan, başlan Horasan develerinin eğilmiş hörgüçleri gibi birtakım kadınlar! O kadınlar cennete giremiyecekleri gibi kokusunu da alamayacaklardır. Halbuki cennetin kokusu beş yüz yıllık mesafeden alınabilir. ”

Bedenî itaatin aslı olan

namazı kılın, malınız varsa, malî ibadetlerin en üstünü olan

zekâtı verin, diğer emir ve yasaklar konusunda da

Allah ve Rasûlü'ne itaat edin. Ey Ehl-i Bey t!

Ehl-i Bey t'ten maksat, ister erkek ve isterse kadın olsun, peygamberliğe sahne olan evde bulunan ve kayıtsız şartsız Hazret-i Peygamber'in ailesi içinde yer alan kimselerdir! Bir diğer ifade ile Ehl-i Beyt ile Haşim oğullarından olup Hazret-i Peygamber'in ailesi içinde olduğu bilinen ev halkı kastedilmektedir.

Şüphesiz Allah sizden kusuru, kendinizi lekeleyen günahı

gidermek ve sizi günahların lekesinden

tertemiz yapmak istiyor.

Âyet-i Kerime’de, söz konusu hanımlara yönelik emir ve yasaklamanın sebebi dile getirilmektedir. Bu sebeple, ”Sizden" derken o hanımlarla birlikte başkalarını da bu hitabın kapsamı içine alarak hükmü genelleştirmiş, ”Ehl-i Beyt" ifadesiyle de hedefleneni açıklamıştır.

Öte yandan, gördüğün gibi bu âyet-i kerime, Peygamber hanımlarının Ehl-i Beyt'ten olduklarına dair apaçık bir delildir. Yine bu âyet, şia mezhebinin Ehl-i Beyt'i Fatıma, Ali ve onların iki oğlu Hasan ve Hüseyin'le (Allah onlardan razı olsun) sınırlamaları konusundaki düşüncelerinin bâtıl olduğuna hükmetmektedir.

Hazret-i Peygamber üzerinde, siyah sırmalı bir örtü olduğu halde bir sabah erken çıkmış ve bir yerde oturmuş. Falıma gelmiş, onu o örtünün altına almış; sonra Ali gelmiş, onu almış, daha sonra Hasan ve Hüseyin gelmiş, onları da onun altına almış; ve ardından: ”Ey ehl-i Beyt! Şüphesiz Allah, sizden kusuru gidermek ve sizi tertemiz yapmak istiyor. ” (Ahzâb: 33) mealindeki âyeti okumuştur.

Şia mezhebine mensup olanların Ehl-i Beyt konusundaki görüşlerinde bu olaya dayanmalarına gelince, söz konusu hadise, orada isimleri geçenlerin Ehl-i Beyt'ten olduklarına delil olduğu farzedilse, âyete muhalif olması yüzünden bu delil dikkate alınmaz.

33 ﴿