8

Kötü işi kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse, imanı ve iyi ameli tercih eclen kimseye benzer

mi? Yani iki ayrı zümrenin akibetlerinin farklı olduğu anlaşıldıktan sonra, şeytanın kendisine süslü gösterdiği inkâra dalan kimse, küfrü çirkin görüp ondan kaçman ve imanla iyi ameli tercih eden kimse gibi olabilir mi? Elbette olamaz.

Allah, dilediğini sapıklığa yöneltir, dilediğini de doğru yola iletir. Yani Allah, ancak sapık lığı hoş gören ve tercihini bu yönde kullanan kişiyi saptırır ve düşük seviyeye indirir. Tercihini hidayet yolunda kullanan kişiyi de doğru yola iletir ve onu en üst seviyeye yükseltir.

Artık onlara üzülerek kendini harap etme.

Şüphesiz yukarıda zikredilenler, üzüntünün nehyedilmesine sebeptir. ”Zehâbü'n-nefs", ölümden kinayedir. ”Hasret" de, kaybedilenlerden dolayı aşırı üzüntü ve pişmanlık duymaktır. Âyet-i kerimede bu kelimenin ”heserât"

Fakat her iki sevgide de övgüler sanadır.

Allahü teâlâ'dan, kalplerimizi çeşitli ibadetlerle süslemesini ve bizi ecir leri büyük, mükâfatları fazla olan has kulları ile mahşerde bir araya getirmesini dileriz.

Kötü işi kendisine süslü gösterilip de onu güzel gören kimse, imanı ve iyi ameli tercih eden kimseye benzer

mi? Yani iki ayrı zümrenin akibetlerinin farklı olduğu anlaşıldıktan sonra, şeytanın kendisine süslü gös terdiği inkâra dalan kimse, küfrü çirkin görüp ondan kaçman ve imanla iyi ameli tercih eden kimse gibi olabilir mi? Elbette olamaz.

Allah, dilediğini sapıklığa yöneltir, dilediğini de doğru yola iletir. Yani Allah, ancak sapık lığı hoş gören ve tercihini bu yönde kullanan kişiyi saptırır ve düşük seviyeye indirir. Tercihini hidayet yolunda kullanan kişiyi de doğru yola iletir ve onu en üst seviyeye yükseltir.

Artık onlara üzülerek kendini harap etme.

Şüphesiz yukarıda zikredilenler, üzüntünün nehyedilmesine sebeptir. ”Zehâbü'n-nefs" ölümden kinayedir. ”Hasret" de, kaybedilenlerden dolayı aşırı üzüntü ve pişmanlık duymaktır. Âyet-i kerimede bu kelimenin ”heserât" şeklinde çoğul getirilmesi ise, Hazret-i Peygamberin onların durumlarına aşırı üzüntü duyduğunu, ya da üzüntü duymayı gerektiren kötü amellerinin çoklu ğunu göstermektedir. Buna göre anlam şöyledir: ”Her şeyin Allah'ın dilemesiyle olduğunu bildiğine göre o inkârcıların sapıklıklarından ve ısrarlı davranışlarından dolayı üzüntüye kapılma, yalanlamaları ve inkâr etmelerinden de kederlere kapılarak kendini harap etme. Şüphesiz sen onlara öğüt için elinden geleni yaptın ve böylece tebliğ sorumluluğundan kurtuldun. Artık bundan sonra senin için bir sıkıntı yoktur. Dünya ve âhirette sıkıntı, ancak onlar için vardır.

Allah, onların kötülüklerden

ne yaptıklarını bilir. Bu sebeple onlara, kötülüklerine karşılık kötü ceza verir. Onlar iyi göremedikleri için kö tü şeyleri güzel görseler de kötü şey asla güzel olmaz.

8 ﴿