12İki deniz birbirine eşit olmaz. ”Bahr" (deniz); çok su ihtiva eden geniş bir yerdir. Geniş bir bilgiye sahip olan, ilimde otoriter olan kişi için de ”bahr" (derya) adı verilir. Kamus isimli sözlükte ise bu kelime şöyle tarif edilmektedir: Bahr, tatlı olsun, tuzlu olsun çok su demektir. Bazıları ise şöyle demişlerdir: ”Deniz, aslında tatlı su için değil, tuzlu su için kullanılır. Allahü teâlâ'nın ”İki deniz birbirine eşit olmaz" buyruğunda tatlı su, tuzu da ihtiva ettiği için deniz diye adlandırılmıştır. Nitekim güneş ve ay için ”iki ay" dendiği gibi. Şu deniz çok tatlı ve hoş, susuzluğu giderici, içimi kolaydır. Şu da çok acı ve tuzludur boğazı yakar. Haridetu'l-Acâib isimli eserde şöyle geçmektedir: ”Deniz suyunun çok tuzlu olmasının, tatlılmaya ve kolay içilmeye müsait olmamasının hikmeti: Zamanla denizin bozulmaması ve bu bozulma yüzünden arzın zarar görmemesidir. Şayet deniz tatlı olsaydı aynı sonuç ortaya çıkardı. İnsanın, yere, gö ğe, âleme ve renklere baktığı gözünü düşünmez misin? Nitekim göz yuvarlağı göz yaşlarına batırılmış haldedir. Gözyaşı da tuzlu sudan ibarettir. Demek ki, göz yuvarlağı ancak tuzlu su ile korunmaktadır. Bu sebeple gözyaşı tuzlu ol muştur." Tatlı ve büyük nehirlere gelince, onlar sürekli aktıklarından tadları ve kokuları değişmez. Bu değişme, ancak bir yerde durmasından kaynaklanır. Ey insanlar! Tadları farklı bu iki denizin herbirinden taze et balık yersiniz ve özellikle tuzlu olanından takmakta olduğunuz hanımlarını zın takındığı süs eşyası inci ve mercan çıkarırsınız. Burada balık, ko lay bozulduğu için taze diye nitelenmiştir. Bu yüzden balık, vakit geçirilme den taze olarak yenir. Yine burada, hanımlar erkekler için süslendiklerinden söz konusu süs eşyası erkeklerin imiş gibi takma işi onlara isnad edilmiştir. (Allah'ın) lütfundan (nasibinizi) arayıp bu lütuftan dolayı şükretmeniz ve Allah'ın nimetlerini bilmeniz, dolayısıyla hakkını yerine getirmeniz. için gemilerin denizi yarıp gittiğini görürsün. Bu ifadede ”görürsün" hitabı tekil ve fakat bundan önceki hitaplar ise çoğuldur. Çünkü burada ki, hitap, sadece denizlerden istifade edenlere değil, aynı zamanda bu durumu görenlere de aittir. Öte yandan Bahru'l-Ulûm'da şöyle geçmektedir: ”Allah'ın lütfunu ara maktan kasıt ticarettir. Çünkü ticaret, rızkın artmasının ve fazlalaşmasının en büyük vasıtasıdır." Bil ki, Allahü teâlâ bu âyeti; gücünü göstermek, nimetlerini ortaya koy mak üzere dile gerilmiş, mü'min ve kâfir için tatlı deniz ile tuzlu denizi örnek göstermiştir. Bu iki deniz birbirine eşit değildir. |
﴾ 12 ﴿