9Yine Biz, onlara öfkelendiğimiz ve boyunlarına halkalar geçirdiğimiz gibi önlerinden bir sed, arkalarından da bir sed çektik ve bu sayede gözlerini perdeledik; artık göremezler. Bu başka bir temsildir. Yani dile getirilenlerle birlikte önlerinden büyük bir sed, aynı şekilde arkalarından da bir sed çektik ve bu sedierte gözlerini perdeledik. Bu yüzden hiçbir şey göremezler. Onların, bu korkunç iki sed arasında mahsur kalmaları ve bu yüzden gözlerinin perdelenmesiyle ilgili zikredilen hususlar, feci hallerinin ortaya konmasında, sapıklık ve cehalet çukuruna hapsedilmeleri, delillerle âyetleri düşünmekten mahrum kalmış olmaları konusunda yeterlidir. Fahruddin er-Râzi şöyle demiştir: ”Âyetleri ve delilleri düşünmeye engel olan şeyler iki kısımdır: Birincisi: Kendileriyle ilgili olan âyetleri düşünmeye engel olur. Bu engel, sahibini, kafası yukarıya kalkık, kendini göremez ve vücuduna bakamaz hale getiren halkaya benzetilmiştir. İkincisi: Dış dünya ile ilgili olan âyetleri görmeye engel olur. Bu engelde, etrafı kuşatan sete benzetilmiştir. Çünkü sed le kuşatılmış olan, dış dünyayı göremez hale gelir. Bu yüzden bu durumda olan kişiye, tıpkı kafası yukarıya kalkık olup da iç dünya ile ilgili âyetler kendisine belirmeyen kimse gibi, dış dünya ile ilgili âyetler kendisine belirmez. Bu itibarla söz konusu her iki engelle denenen kimse, görmekten ve ibret almaktan tamamıyla mahrum kalır. Çünkü deliller ve âyetler çok olmakla birlikte bu iki sahaya (iç dünya ve dış dünya) münhasırdır. Nitekim Allahü teâlâ'nın: ”...Âyetlerimizi onlara hem dış dünyada, hem de kendi içlerinde göstereceğiz...." (Fussilet: 53) buyurmasının yan ıs ıra ”Biz, onların boyunlarına bir takım kelepçeler taktık. ”“ Önlerinden bir sed ve arkalarından bir sed çektik."(Yasin: 8, 9) sözleriyle de bahis konusu edilenlerin, gerek iç dünyaları ve gerekse dış dünyaları ile ilgili âyetlere yol bulamadıklarına işaret edilmektedir." "İnsânu'l-Uyûn ” isimli eserde şöyle geçmektedir: ”Hazret-i Peygamber, hicret etmek üzere evinden çıkarken bir avuç toprak alarak kendisini öldürmek için evini kuşatan müşriklerin başlarına saçmış ve Yâsîn Sûresinin ilk dokuz âyetini okumuştur. Bunun sonucu olarak Allahü teâlâ onların görmelerini engellemiş ve böylece Hazret-i Peygamberi görememişlerdir." |
﴾ 9 ﴿