SAFFÂT SÛRESİMekke devrinde nazil olmuştur, 182 âyettir. 1Yemin olsun o saf bağlayıp duranlara. Âyetin başındaki ”vav" harfi kasem (yemin) içindir. ”Saffât" ise, saf bağlayıp duran topluluk anlamındaki ”sâffe" kelimesinin çoğuludur. ”Saff"; bir şeyi düzgün çizgi üzerine koymak, yerleştirmektir. Buna göre, namaz kılmak veya savaş için bir grubu sıraya sokup saf düzenine getirdiğin zaman ”Safeftu'l - kavme" dersin. Allahü teâlâ, ibadet için gökte saf halini alan meleklere; veya safları düzenleyen ve kendilerini saf haline getiren melek gruplarına, yani itaat ve hizmet pozisyonundaki saf düzenini organize eden meleklere yemin etmiştir. Hadis-i şerifte şöyle buyrulmuştur: ”Meleklerin Rahleri katında saf durdukları gibi safa dursanıza! ”(Ashâb-ı Kiram) Bunun üzerine şöyle dedik: ”Melekler Rableri katında nasıl safa duruyorlar?" Hazret-i Peygamber: ”Ön safları tamamlıyorlar ve saf düzenine özen gösteriyorlar" (1) buyurmuştur. 1-Hadisi, Müslim ”Sahih"inde tahrici yanında; Ebu Davud ve Nesâî de tahric etmişlerdir. Bkz. Câmiu'l-Usûl, 5/615. Yahut da söz konusu melekler, gökte saf halinde bulunuyor ve Allahü teâlâ'yı tesbih ediyorlar. Onların, tıpkı namaz kılanların safa durdukları gibi safa durdukları bir takım mevkileri, makamları vardır. Bazı müfessirler, âyetin anlamı ile ilgili olarak şöyle demişlerdir : ”Havada kanat çırparak Allahü teâlâ'nın sevk ve idare ile ilgili emrini bekleyip duran meleklere yemin olsun." Ayetle ilgili başka yorumlar da yapılmıştır. Âyet-i kerimede, meleklerin şerefi -ki, Allah onlara yemin etmiştir- ve safların fazileti ortaya konmuştur. |
﴾ 1 ﴿