6

Onlardan ileri gelenler: Yani Kureyş kabilesinden ileri gelenler kastedilmektedir. Bunlar Ebu Talip’in arabuluculuk yaptığı toplantıdaki yirmibeş kişidir. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) kendilerine vermiş olduğu cevapla onları susturduktan ve onun kendi dinini bütün dinlere üstün kılmaktaki kararlılığını ve şaşmaz iradesini gördükten, buna bağlı olarak da Ebu Talib’in zikredilen biçimdeki arabuluculuğundan ümitlerini kestikten sonra:

'Yürüyün, kendi yolunuzda yürüyün ve yol alın. Bu adamın konuşmasından her hangi bir fayda çıkmayacak.

Tanrılarınıza bağlılıkta direnin. Yani tanrılarınıza yapılan işitmiş olduğunuz tenkitlere katlanarak onlara ibadet etmekte sebat gösterin.

Şüphesiz istenen budur,' diyerek kalkıp yürüdüler. Yani Muhammed (sallallahü aleyhi ve sellem)'de tevhid, ilâhlarımızı tanımama ve bizim içinde bulunduğumuz durumu çürütmeye dair görmüş olduğumuz bu tutum, Peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem) tarafından yerine getirilmek istenen ve uygulanmak istenen bir durumdur. Onu bu konuda hiçbir şey yolundan çeviremez, hiçbir duygu eğip bükemez. Ne ağızdan çıkan herhangi bir söz fayda verir ve ne de bu konuda herhangi bir hoşgörüsünün olacağı umulabilir. O halde onun görüşlerinden vazgeçeceği hakkındaki ümidinizi artık bırakınız. İlâhlarınıza kesin bir biçimde ibadet etmekten alıkonulmuş olmamanız size yeter. O halde buna sabrediniz. İlâhlarınız hakkında duyduğunuz tenkitlere, kötü sözlere tahammül ediniz. Onların demek istediği şu olmaktadır: ”Bütün bunlar bize karşı yapılmak istenen bir hile ve komplodur."

6 ﴿