12Onlardan önce Nuh kavmi yani Ey Rasûlüm Muhammed, senin kavmin olan Kureyş kavminden önce Nuh kavmi, Nuh'u yalanladılar. Nuh (aleyhisselâm) onları yüce Allah'a ve O'nu tevhide (birlemeye) dokuz yüz elli sene davet etti. Ad kavmi Yani Hud kavmi Peygamberlerini, hemen kazıklar sahibi Firavun da Mûsa (aleyhisselâm)'yı yalanladılar. Âyette yer alan ”evtad" kelimesi ”vetea" kelimesinin çoğulu olup yere dikilen direk ya da ahşaptan yapılmış duvar demektir. Buna göre ”kazıklar sahibi Firavun" demek, sağlam ve sabit mülkü olan Firavun demek olur. Çünkü dört yüz yıl her hangi bir muhalifi olmaksızın hükümranlık Firavun'un elinde kalmıştır.. Aslında kazık, çadırı ayakta tutmak için kullanılan bir nesnedir. Çadır ipleri yere çakılmış kazıklara bağlanmak suretiyle kurulduğuna göre bu kazıklar çadırı ayakta tutan araç olmuş olurlar. İşte daha sonra bu ifade hükümranlığın sağlamlığına ve iktidarın köklü olması anlamına istiare sanatı olarak kullanılmıştır. Âyeti şu şekilde anlamak da mümkündür: ”Kazıklar sahibi Firavun" demek nüfusu fazla kalabalık sahibi Firavun demektir. Onlara böyle isim verilmesinin sebebi ülkeyi ve iktidarı sıkıca ellerinde tutmaları dolayısıyladır. Adeta halk binayı ve çadırı ayakta tutan kazıklar gibi birbirlerine sıkıca kenetlenmişlerdir. Bir hadisi şerifte: ”Bir mü'min diğer mümin için bir parçası diğer parçasına sıkıca kenetlenmiş bina gibidir" buyrulmuştur.(1) 1- Hadisi Buhârî, Müslim, Tirmizî ve Nesaî rivayet etmişlerdir. Bkz. el-Fethul Kebir 3/251. Nasıl ki, bir binayı teşkil eden parçalar birbirine kenetlenmiş olarak ayakta durabiliyorsa, mü'min de dinine ve dünyasına dair işlerde ancak din kardeşinin yardımı ile güçlü olup ayakta durabilir demektir. Firavun'un taraftarının çokluğuna delil olarak İsrail oğulları hakkında Kur'an'ın ifadesi ile kendisinin söylemiş olduğu şu söz bize yeterlidir: ”Esasen bunlar, sayıları az, bölük-pörçük bir cemaattir." (Şuara: 54) Halbuki İsrail oğullarının savaşçılarının sayısı altıyüz bin civarında bulunuyordu. Bütün bu açıklamaların yanında âyette yer alan ”evtad" (kazıklar) kelimesinin istiare yoluyla değil de gerçek manasına da kullanılmış olması mümkündür. Çünkü rivayete göre Firavun'un demirden kazıkları varmış. Bunlarla insanlara işkence edermiş. Firavun birisine öfkelendiğinde onu yere sırtüstü yatırıp uzatır sonra iki elini, iki ayağını ve başını yere çakmış olduğu kazıklara bağlarmış. Semud, Semud; Salih (aleyhisselâm)’in kavmidir. Salih peygamber onlara mucize olarak dişi bir deve getirmiş, kavmi peygamberini yalanlamış ve deveyi kesmişlerdi. Bunun üzerine yüce Allah onları helak etmişti. Lût kavmi Mücahid der ki,: ”Lût kavmi dörtyüz bin evden oluşmakta idi. Bunlar peygamberleri Lût (aleyhisselâm)'u yalanladılar. Yüce Allah da onları helak etti." Ve Eyke halkı da Eyke halkı ağaçlık ve ormanda yaşayan Şuayb (aleyhisselâm)'ın kavminden bir topluluktur. ”Eyk" demek birbirine girmiş sık ağaçlar demektir. Bazı âlimlere göre ”Eyke" bir yerleşim biriminin adıdır. Peygamberleri yalanladılar. İşte bunlar da birleşen topluluklardır. Çeşitli derme-çatma grupların, yani Kureyş’in kendi aralarında gösterildiği yukarıdaki adı geçen zümreler peygamberlerine karşı birleşen topluluklardı. |
﴾ 12 ﴿