8

İnsanın başına bir sıkıntı gelince Fakirlik, hasta olmak ya da benzeri bir kötü duruma düşünce

Rabbine yönelerek yani Yüce Allah'a tevbe, samimiyyet ve ihlâsla yönelerek bu sıkıntıyı ortadan kaldırması için

O'na yalvarır. İnsanın başına bir sıkıntı geldiği zaman korkması, boyun eğmesi, Rabbine korkusunu arzetmesi O'nun huzurunda yalvarıp yakarması tabiatının gereğidir.

Sonra ona katından bir nimet verince yani Yüce Allah sonra insana büyük bir nimet verip sıkıntısını giderince, içine düştüğü o belayı kaldırıp durumunu düzeltince ve iyileştirince

önceden yani nimet verilmesinden önce

yalvarmış olduğunu unutur. Yani gidersin diye daha önce yalvarmış olduğu sıkıntıyı unutur. Nitekim Yüce Allah: ”...Fakat Biz ondan sıkıntısını kaldırınca sanki kendisine dokunan bir sıkıntıdan ötürü Bize duâ etmemiş gibi geçip gider." (Yunus: 12) âyeti kerimesinde de aynı şeye değinmektedir. Ya da âyetin manası şöyledir: Sonra ona katından bir nimet verince daha önce duâ ettiği ve yalvarıp yakardığı Rabbini unutur. Bu sebeple Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) Abdullah b. Abbas (radıyallahü anh)'a şöyle demişti: ”Rahat zamanında Yüce Allah'ı tanı ki, sıkıntıya düştüğün zaman O da seni tanısın."(7)

7- Bu ifade Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'ın Abdullah b. Abbas'a nasihatta bulunmuş olduğu hadisi şerifin bir parçasıdır. Bu hadisin baş tarafı şöyledir: ”Ey Delikanlı! Ben sana bir takım kelimeler öğreteceğim. Allah'ı gözet ki, O da seni gözetsin..." Hadisi Ahmed, Tirmizî ve Hâkim rivayet etmişlerdi. Bkz. el-Fethu’l-Kebîr, 3/400.

Böylece insanları tevhidden ibaret olan

Allah'ın yolundan saptırmak için O'na eşler ibadette bir takım ortaklar

koşar yani tekrar putlara tapmaya geri döner.

Ey Rasûlüm Muhammed! Bu sapan ve saptıran kişiyi tehdit etmek üzere durumunu ve ilerideki akıbetini beyan etmek için

de ki,: 'İnkârınla biraz eğlenedur yani azıcık bekleyedur.

Çünkü sen âhirette

muhakkak cehennem ehlindensin.' Yani cehenneme gireceklerden ve sürekli olarak orada azap göreceklerdensin. Sanki şöyle denilmiş olmaktadır: Sen Benim emretmiş olduğum imanı ve itaati kabul etmekten kaçındığına göre Allah'ın cezasını tatman için bu nimetleri terketme işi sana lâyıktır.

8 ﴿