10Söyle: 'Ey inanan kullarım! Rabbinizden korkun. Yani Rabbinize karşı duymuş olduğunuz takvada sabit olun. Çünkü inkârdan ve şirkten uzak olarak takvanın elde edilişi imanladır. Buna göre âyetin manası şöyle olur: Rabbinize itaat ederek, O'na karşı günah işlemekten kaçınarak azabından ve gazabından korkunuz. Bu dünyada iyilik yapanlara iyilik vardır. Yani bu dünyada ihlâs ile iyi ameller işleyenlere iyilik vardır. İyi amellerin başı da kelime-i şehadettir. Çünkü kelime-i şehadet iyiliklerin en başında gelir. İşte böyle davrananlara âhirette mahiyeti bilinmeyen büyük bir sevap ve ikram vardır. Bu iyilik, cennet ve Allah'ın cemalini müşahadedir. Çünkü iyiliğin karşılığı iyiliktir. "iyilik yapmak" diye tercüme edilen ve âyet metninde yer alan ”ihsan" kelimesi Allah'ı görüyormuşçasına O'na ibadet etmektir. Sen O'nu görmüyorsan da O seni görmektedir. Kimin ameli çirkinse âhiretteki mükâfatı güzellik olmayacaktır. Allah'ın (yarattığı) yeryüzü geniştir. Herhangi bir kimseye, kendi vatanında ihsanda bulunması, Allah'ı görüyormuşçasına ibadet etmesi ve takva üzere hareket etmesi zor geliyorsa, bu konuda zorluklarla karşılaşıyorsa, peygamberlerin ve sâlih insanların yolundan giderek bunun mümkün olabileceği yere hicret etsin. Çünkü her ne olursa olsun böyle bir kimsenin görevlerini ihmal etmesinde sığınacak olduğu bir mazereti yoktur. Bu âyeti kerime, içinde günahların, Allah'a isyanın zuhur ettiği bir yerden hicret etmeyi teşvik etmektedir. Ancak sabredenlere yani dinlerini yaşamak üzere sabredenlere, eziyetler karşısında dinini terketmeyip onun çizmiş olduğu sınırlara riayet edenlere, çeşitli belâlar ve işkenceler karşısında dininin hakkını gözetmekte kusur etmeyenlere -ki, bu eziyet ve belâların içinde ailesinden ve vatanından hicret etmek de vardır- sabretmelerine karşılık sayısız ve hesapsız bir şekilde mükâfatları hesapsız ödenecektir.' Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)'a soruldu: ”İnsanlar içerisinde belâsı en şiddetli olan kimdir?" Rasûlüllah: ”Peygamberlerdir, sonra onlara en yakın olanlar, ardından da bunlara en yakın olanlardır. Bir kimse dinine göre belâya uğrar. Dinine ne kadar sıkı sıkıya bağlıysa uğradığı belâ o oranda şiddetli olur. Dininde ne derece incelik varsa o oranda belâya uğrar. Günahlarından arınıp yeryüzünde günahsız olarak yürüyünceye kadar kula belâ gelmeye devam eder. ”(10) buyurmuştur. Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurur: ”Yüce Allah'tan herhangi bir kula kendi ameli ile erişemeyeceği bir makam tahsis edilince, Yüce Allah bu kulu vücudunda veya malında ya da çocuğunda imtihan eder, sonra da vermiş olduğu bu belâya karşılık onu sabretmeye davet eder. Nihayet daha önce ona tahsis etmiş olduğu makama onu ulaştırır." Ve yine Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem) şöyle buyurur: ”En büyük mükâfat büyük belâlarla birlikte olur. Yüce Allah herhangi bir topluluğu sevdiği zaman onları imtihan eder. Kim hoşnut olursa hoşnutluk kazanır. Kim kızarsa kızgınlık elde eder" (12) |
﴾ 10 ﴿