23

Allah sözün en güzelini... ”Sözün en güzeli," Kur'an-ı Kerim'dir. Kur'an-ı Kerim’in güzelliğinin sonu yoktur. İfadelerindeki güzelliğe, manalarındaki tatlılığa tayin edilecek bir sınır yoktur. Kur'an-ı Kerim, bütün peygamberlere ve nebilere nazil olmuş kitapların içinde en güzeli, en mükemmeli, en çok ahkâm bulunduran kitaptır. Ve yine fesahati ve bu noktadaki mucizesi ile sözlerin en güzelidir. Çünkü o Allah'ın kelâmıdır. Tamamı doğru olduğu için ve başka sebeplerden dolayı ezelî bir kitaptır.

Âyette Kur'an-ı Kerime ”söz" denilmesi Rasûlüllah (sallallahü aleyhi ve sellem)in onu kavmine söylemiş olmasından, Rabbinden nazil olan şeyleri haber vermiş olmasındandır. Böyle olması Kur'an'ın mahlûk olduğuna, ezelî olmayıp sonradan olduğuna delâlet etmez. Arap larda ”söz" denildiği zaman bundan ”haber"anlaşılır.

Birbiriyle uyumlu, içindeki âyetlerin manaları doğruluk ve sağlamlıkta birbiriyle ahenkli, hakkı ve doğruyu haber vermede, mahlûkatın menfaatlerini hayatlarında ve akıbetlerinde gözetmede ahenkli, fesahat yönünden lâfızları birbiriyle uyumlu. İfadelerinin dizilişi icaz (bir benzerini getirmekten âciz kılma) yönünden birbirine denk

ve tekrarlanan bir kitap olarak indirdi. ”Tekrarlanan" diye Türkçeye çevirdiğimiz ”mesânî" kelimesi, tekrar tekrar okunan ve tekrar edilen demektir. Çünkü içindeki kıssalar, haberler, ahkâm, emirler, yasaklar, vaadler, tehditler ve öğütler tekrar etmekte, tekrar tekrar ifade edilmektedir. Ya da âyetleri tekrar edilmekte çünkü kıraat esnasında tekrarlanmaktadır. Ve Kur'an peygamber (sallallahü aleyhi ve sellem)’in dili ile: ”O çok tekrar edilmekle eskimez."(16)

Nitelendiği üzere hiç kimse onu okurken usanmaz. Hadiste Kur'an'ın tekrar edilmekle eskimeyeceği ifadesinin manası ise - insanların sözlerinin tersine- Kur'an'ın okunmasından ve işitilmesinden alman lezzetin ve güzelliğin, onu okuyanların tekrar tekrar okumaları, işitenlerin tekrar tekrar dinlemeleri ve mütefekkirlerin bunun üzerinde tekrar düşünmelerinden dolayı bu güzelliklerin ve tadın ortadan kalkmaması demektir; ya da Kur'an asırlar boyunca tekrarlanır, eskimez ve ortadan kalkmaz. Zamanla yok olan, ortadan kalkan başka şeyler gibi Kur'an zamanla yok olup gitmez. Kur'an için tekrar edilen bir kitaptır demek mümkündür. Çünkü Kur'an içinde bulunan faydalar ve yararlar Rasûlüllah’ın ifade buyurduğu gibi: ”Kur'an'ın içindeki hayret verici şeyler hiçbir zaman son bulmaz." (17) Bir durumdan diğerine yenilenir, tekrar eder.

(Tekrar edilen) şeklinde yer alan ”mesaniye" kelimesi ”tekrar etmek" fiilinden türemiş olacağı gibi, ”sena" (övmek) fiilinden de türemiş olabilir. Bu takdirde Kur'an-ı Kerim kendisini okuyanı, öğreteni ve gereğince amel edeni övmeye götürecek bir takım unsurların ebediyete kadar olacağına işaret emiş olur. Bu açıdan Yüce Allah Kur'an-ı Kerimi. ”Kerem" yani değerli ve ”Mecd" yani şerefli vasıflarıyla nitelemiştir. Nitekim Yüce Allah ”Şüphesiz bu korunmuş bir kitapta bulunan değerli bir Kur'an'dır" (Vakıa: 77) ve ”Hakikatte o Levh-i Mahfuzda bulunan şerefli Kur'andır." (Buruc: 21 ) buyurur.

Buraya kadar âyetin orjinal metninde yer alan ”mesaniye" kelimesini ilk olarak ”tekrar edilen" ikinci olarak ”övgüye layık" olarak açıklanılş okluk. Bir üçüncü manası da şudur: Belagatı ve icazı dolayısıyla övülmüş Kur'an'dır. Hatta Araplardan birisi diğerine: Onun fesahatma secde etmez misin? demiştir.

Rabblerinden korkanların onun etkisinden derileri ürperir, derken hem derileri ve hem de gönülleri Allah'ın zikrine ısınıp yumuşar.

Bu şu demektir; Rablerinden korkan bu kimselere Allah'ın rahmeti, mağfiretinin herkesi kuşattığı anlatılınca bedenleri ve ruhları yumuşar. Duydukları korku ve titreme kaybolur; içlerindeki huşu ümide, korku isteğe dönüşür.

Âyet metninde açıkça ”rahmet" söylenmeyip de ”Allah'ın zikri" denmesi rahmetin önemini vurgulamak içindir ya da Allah'ın adı anıldığında rahmetin hatıra gelmesinden dolayıdır.

İşte bu durumu açıklanan kitap,

Allah'ın dilediğini kendisiyle doğru yola ilettiği hidayet rehberidir. ”Allah'ın dilediği" den maksat, muttaki olan mü'minlerdir. Nitekim Yüce Allah ”0, muttakiler için bir yol göstericidir" (Bakara: 2) buyurmaktadır. Yüce Allah muttakileri doğru yola, kulun kendisinin yeteneklerini ve gücünü hidayet yoluna çevirmesi suretiyle iletir. Kulun gücünü ve yeteneklerini kitabın içindeki gizli delilleri ve Yüce Allah'ın katından gelen kâinat delilleri üzerinde düşünmesini sağlamak suretiyle çevirmektedir.

Allah kimi de saptırırsa yani Allah kimde de sapıklığı yaratırsa, kudretini ve gücünü onu yok edecek noktaya çevirerek tam manasıyla hakka götürecek yoldan saptırarak, vaadinden ve tehdidinden tanı olarak etkilenmemesini sağlayarak, kendisinde sapıklığı yaratırsa

artık ona yol gösteren olmaz. Sapıklığın çukurundan kendisini kurtaracak bir yol gösteren olmaz.

23 ﴿