26Bu suretle Allah dünya hayatında onlara rezilliği ve küçüklüğü tattırdı. Bir başka ifade ile bunu yemeğin tadına bakan bir kimsenin hissettiği gibi hisseliler. Âyet metninde ”dünya hayatında" denilmesi bu rezilliğin tadına varıldığı yerin beyan edilmesi içindir. Söz konusu rezillik, biçimlerinin değiştirilmesi (insan kılığından, domuz, maymun biçimine sokulmaları gibi), yerin dibine batırılmaları, suda boğulmaları, katledilmeleri, esir alınmaları, bulundukları yerden sürgün edilmeleri ve buna benzer çeşitli cezalardır ki, bu ceza, en hafif bir cezadır. Kendilerine hazırlanmış olan âhiret azabı daha şiddetli ve sürekli olduğu için dünya azabından daha büyüktür. Eğer bilselerdi. Yani eğer bilmek onların şanından olan bir husus olsaydı bunu bilirler ibret alırlar, Allah'a ve O'nun peygamberine isyan etmezler, kendilerini azaptan kurtarırlardı. Şu halde aklı başında olan bir kimseye düşen, cehennemin azabından kurtulmak için Rabbine tevbe ve inabe ile dönmekdir. Ariflerden birisi der ki,: ”Dünyada kalacağın kadar dünyan, için âhirette kalacağın oranda da âhiretin için çalış. Yüce Allah'a olan ihtiyacın kadar Allah için amel et. Cehenneme götürecek amelleri cehennem ateşine dayanabileceğin miktarda yap." Yaratılıştan zaten zayıf olan insanoğlu için cehennem ateşine dayanmak mümkün olamayacağına göre böyle bir kimse, cehennemden uzaklaştıracak cennetlere ve en yüce makamlara ulaştıracak kurtuluş yolunu tutması gerekir. |
﴾ 26 ﴿